Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

[1534] Resûlullah’ı, ba‘si, nuşûru, hesâbı, cennet ve cehennemi vb. inkâr ve yalanlamaya, ne Muâviye ve ondan sonraki zalim Ümeyyeoğulları imâmları döneminde, ne de Abbâsoğulları krallığı zamanında ve krallarının bulunduğu yerlerde hiç kimse açıktan cesaret edememiştir. Çünkü Ümeyyeoğulları ve Abbâsoğulları, mülhid, zındık ve Resûlullah (s.a.) düşmanı değillerdi. Bilakis onlar -her ne kadar buna dünya sevgisini ve dünya hayatını tercih etmeyi, kendilerine adâleti emreden insanları öldürmeyi ve bundan başka işlemiş oldukları büyük günahları ve münkerleri karıştırmış olsalar da- İslâm milleti üzere idiler; Resûlullah’ı (s.a.) ve dinini seviyorlardı ve onun düşmanlarından uzak duruyorlardı. [1535] Onlar Kur’ân’a saygı gösteriyorlar, düşmanla cihad ediyorlar ve kaleler imar ediyorlardı. Onların hepsi, dinde haddi aşanları ayıplıyorlardı. Meclislerinde Resûlullah’ın (s.a.) alâmetlerini ve âyetlerini/mûcizelerini konuşuyorlardı. Bunların hilâfına inanan kimselerden hoşlanmazlardı. Çocuklarına İslâm’ı tavsiye ediyorlardı. [1536] Bu sözleri, onlar hakkında hüsnüzanda bulunduğumuz için söylemedik. Eğer onlar, Resûlullah’a düşmanlığa inansalardı ya da onu veya onun davranışlarından, ahlâkından veya görüşlerinden herhangi bir şeyi ayıplasalardı, bu durum mutlaka ortaya çıkardı ve onların ahlâklarında, davranışlarında, dillerinin sürçmesinde ve amellerinin düşüklüğünde görülürdü. Özellikle krallarda ibret ve âdet böyledir.
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.