Gönderi

Bir gün Nasreddin Hoca oğluyla birlikte yakınlardaki bir köye gidecekmiş. Oğluna eşeğine bindirmiş, kendi yayan yürümeye başlamış. Yanlarından geçen birileri onu yerde, oğlunu eşeğin üstünde görünce fısıldaşmışlar: “Hey gibi zamane gençleri! Şuna bak! Kendi eşeğin üstüne kurulmuş, ihtiyar babasını yayan yürütüyor..“ Bunu duyan oğlu, “Baba! Ben sana söyledim!“ demiş. “Haydi, inatçılık etme, bin şu eşeğe! Senin yüzünden bana söz geliyor!..“ Hoca eşeğe binmiş, oğlu yürümeye başlamış. Biraz gitmişler, bir tanıdık bu kez Hoca'ya çıkışmış: “Ayol! Senin kemiklerin kartlaşmış. Üstelik geldin gidiyorsun! Bu taze fidanı bu kadar ezmek doğru mu?“ Bunun üzerine Hoca oğlunu da bindirmiş eşeğe. Daha birkaç adım gitmeden, hayvana acıyanlar başlamışlar: “Bakın şu herife! Üstelik de kavuklu! Küçücük eşeğe iki kişi binmişler! Utanır insan!“ Hoca da oğlu da eşekten inmiş. Hayvan önde, onlar arkada yürürlermiş. Karşıdan gelen birkaç kişi gülerek, “Allah Allah! Bu ne kafasızlık!“ demişler. “Eşek önde bomboş gidiyor, bunlar yürüyorlar! Dünyada ne şaşkın insanlar var.“ Hoca ellerini gökyüzüne açmış: “Allah'ım! Bu halkın dilinden kurtulabilen varsa aşk olsun!“
·
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.