Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

200 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Hiçbir Suç Saklı Kalmaz Eğer İyi Bir Avukatınız Varsa
Caanım arkadaşımın çok satanlarda görüp aldığı ama daha ilk hikayesini okuyup bir köşeye attığı, "kanka çok sapık bir kitap okuma sakın" diyerek tembihleyip memlekete giderken de sanki bu konuşmaları hiç yapmamış gibi bana hediye ettiği, aradan bunca yıl geçtikten sonra kitapsızlıktan bunu okuyayım diyerek başladığım ve çok beğendiğim bu kitabı sizlere tanıtmaktan büyük zevk duyuyorum. Ama öncelikle sanki hiç netflix dizisi izlememiş gibi bu kitaba sapık diyerek adeta hor gören arkadaşımın beynine tükürmem gerek. Çok daha önce okuyabilirmişim. Kitap 11 hikayeden oluşuyor. Günümüz mottosu olan "gerçek yaşanmış hayat hikayelerinden oluşmaktadır" diyerek başlayayım ki kitabın değeri artsın değil mi? Bu detayı da söyledikten sonra bir ceza avukatının yazmış olduğu bu on bir hikaye hakkında bilgi vermek istiyorum. İlk hikaye bir Japon mafyasının evine girip hırsızlık yapan ve bunları satma gafletinde bulunanlara hadlerini bildirmesiyle başlıyor. Devam ettikçe hikayelerdeki heyecanda artıyor. Sonraki hikaye de ise sevdiği kız arkadaşının suçunu gizlemek için evdeki cesedi parçalayan bir adamın öyküsü var. Şans adlı bu bölüm bir filme de uyarlanmış. En sevdiğim öykü ise çok sevdiği erkek kardeşini öldürmek zorunda kalan bölümdü. Çello adlı bu bölümü okuyunca çok etkilendim. Çocukken yüzü gülmeyenin büyüyünce de gülmüyor sanırım. Diken adlı bölümde yirmi yılı aşkın bir süre de müzede güvenlik görevlisi olarak çalışan birinin bir heykele takıntılı hale gelmesi anlatılıyor. Eğer ayağınıza aniden bir raptiye batarsa çevrenize dikkatli bakın. Etrafınızda sizin acı çeken yüz ifadenizden rahatlık duyan birileri olabilir. Aşık olduğunuz birinin etini kesip yemek istediniz mi hiç? Durun endişelenmeyin ben de böyle bir şey istemedim ama kitap kahramanlarımızdan biri çok sevdiği kız arkadaşının pürüzsüz sırtının tadına bakmak istiyor. Ve işler avukatımıza kadar uzanıyor. Metroda memur gibi görünüp sessizce duran herkese saldırabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Meşru müdafaa adlı bölümde aksiyon filmlerini aratmayan bir sahne yaşanıyor ve hiç kimsenin aslında göründüğü gibi olmadığını bir kez daha görüyorsunuz. Çukur gibi bir mahallede olduğunuzu düşünün ve tüm ailenizin pis işlerle uğraştığı bir evdesiniz. Bu evde dahi olma ihtimaliniz yüzde kaç? Hem de bir servete sahip olan ve ailesinin ruhunun bile duymadığı sünepe gibi yaşayan biri var. Kirpi adlı bölümde onunla tanışıyorsunuz. Her gün koyunlar ölüyor ve hepsi defalarca bıçaklanmış olarak. Katmerli bir cinayet sabahı bir koyunun gözleri çıkarılmış ve bıçaklamış haldeyken philip elinde kanlı bir bıçakla polis merkezine gider. Ama o da ne! Felaket zinciri Sabine'nin kaybolmasıyla tamamlanır. Koyunların ölümüyle bu şüpheli ölüm arasında bağlantı var mıdır? Cevap yeşil adlı bölümde. Fahner adlı karaktere çok üzüldüm doğrusu. Genç bir doktor sevdiği kıza hayatının sonuna kadar ona bakacağına söz verir. Ancak evlendikten sonra kadın değişir. Sürekli şikayet ve hakaretlerle adamın ömrünü tüketir. Adam bahçesine kendini adar ama kadın orada da rahat bırakmaz ve adamın yetmişinci yaşında artık canına tak eder ve karısını bodrumda öldürür. Bir söz ölüme kadar götürür insanı. Hangisi daha kötü sözünden dönmek mi bir kadını hem de kendi karını öldürmek mi? Canım inceleme okuyucularım gökten yine üç elma düşsün. Hem yazanın hem yazdıranın hem de okuyanın başına. Ama bir dakika "Bu bir elma değildir.*" *Kitabı okumadığınız sürece ne dediğimi anlayamazsınız :)
Suç
SuçFerdinand Von Schirach · Ntv Yayınları · 2012923 okunma
··
337 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.