Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Günler akıp gidiyordu, şekilsiz ve gerçekdışı." Geçmişiyle bağı kalmayan birinin, geleceğe karşı umudu olabilir miydi? Yazardan okuduğum ilk kitap Iza'nın Şarkısı. Sade ve akıcı ancak etkileyici bir dille kaleme almış yazar eserini. Etelka adlı yaşlı bir kadının içsel savaşını ve belki de kendini bile tanıyamamış olan Iza'nın hikayesi sunuluyor okuyuculara. Ayrıca yalnız anne ve kızın hikayesini değil birçok kişinin hikayesini okuma fırsatını da elde ediyoruz. Etelka, Iza, Antal, Vince... Her birinin hayatına, düşüncelerine dahil oluyoruz. Etelka, alışkanlıklarına bağlı yeniye ve değişime karşı tereddütle yaklaşan yaşlı bir kadın. Kolay bir yaşamı olmamıştı ama gurur duyduğu bir kız evladına ve çok sevdiği bir eşe sahip olduğu için kendini şanslı hissediyordu. Kızı Iza sert mizaçlı, ayakları yere sağlam basan bir kadındı. Küçük bir çocukken bile bir yetişkin gibi olgun davranırdı. Bu yüzden Etalka, doktor olan kızı kötü haberi ona verdiğinde kızının metanetine şaşırmamıştı. Kızı ona da sakin kalması gerektiğini söylemişti. Ama nasıl başaracaktı bunu? Vince kanserdi. Üç aylık bir ömür biçmişlerdi geri kalan hayatı için.. Ve beklenen ama hiçbir zaman hazır olunamayan o zaman gelmişti. Öngörülen süre dolmuştu ve yaşlı kadının yaşama aşık kocası hayata gözlerini yummuştu.. Yaşlı kadın kendini terk edilmiş ve kaybolmuş hissediyordu. Kırk dokuz yıldır evli olduğu kocasını kaybetmişti. Korkuyordu ve artık hayatına nasıl devam edebileceğini bilemiyordu sanki. Bu boğucu düşüncelerle savaştığı sırada ise kızı ona bir kurtuluş sunmuştu. Budapeşte'de onunla birlikte kalmasını istemişti. Kısa sürede bir rahatlama çökmüştü kadının üzerine. Kafasındaki kötü senaryolar gerçekleşmeyecekti işte. Kızı vardı, yanındaydı ve onu yalnız bırakmayacaktı. Budapeşte. Modern bir hayat.. Etalda'nın yeni hayatı böyle mi olacaktı? Düşüncesi heyecan vericiydi. Ama yine de yaşlı kadınının içinde bastıramadığı bir korku da vardı. Yersiz bir korkuydu aslında. Iza çok iyiydi. Her şeyi onun adına düşünüyor ve hallediyordu. Çünkü Iza her zaman ne yapılması gerektiğini bilirdi. Yanıldığı, haklı çıkmadığı durumlar çok nadirdi. Yaşlı kadın tüm kalbiyle minnet duyuyordu kızına. Kızının istediği gibi kendini tümüyle ona bırakmak en iyisiydi... Iza da Etalda da her şeyin kolay olacağını düşünmüştü. Anne ve kız birlikte yaşamak ne kadar zor olabilirdi ki? Yalnız ikisinin de gözden kaçırdığı bir şey vardı. Birbirlerini ancak kendi geçmiş anılarındaki Iza ve Etalda olarak tanıyorlardı. Bu da demek oluyor ki aslında birbirlerine oldukça yabancılardı... Budapeşte, kızı ve onlara ait bir ev. Geleceğe umutla bakmasını sağlayan, geçmişiyle arasındaki bağları koparmayacak bir yuva hayal etmişti yaşlı kadın. Kızının evine, yeni evine gittiğinde ise söyleyemediği sözler ve hayal kırıklığı boğazına bir yumru gibi oturmuştu... Yaşlı, yalnız ve yönünü kaybetmiş bir kadının içsel savaşı, yeni bir hayata adapte olma çabası.. Sil baştan yeni bir hayat yaşayacak olmanın tedirginliği, geçmişiyle bağını kaybetme korkusu ve geleceğin belirsizliğinin yarattığı kaygı.. Çok farklı karakterde iki kadın görüyoruz Iza'nın Şarkısın'da. Bir anne ve kızı. Birbirlerine kuşku duyulmayacak bir sevgileri var ama maalesef aralarında aşılması güç bir uçurum da vardı. Kendi düşüncelerini söylemekten korkan yaşlı Etalda ve onunla taban tabana zıt olan, her zaman kendi istediğini yaptırabilen Iza.. Ebeveynler çocukları için her zaman en iyisini isterlerdi ve onların neye ihtiyacı olduğunu da en iyi onlar bilirdi. Onlar yaşlandıkları zaman ise çocuklar da ebeveynleri için aynısı yapmaya çalışırdı. Iza da bunu denemek istemişti sanırım. Bir evlat olarak ailesinin verdiği ilgi, sevgi ve yardımın karşılığını geri vermek istiyordu. Ancak Iza'nın annesi için iyi olacak şeyleri planlarken birçok şeyi göz ardı etmesine tanık oluyoruz. Insanların özellikle de yaşlıların alışkanlıklarına ne kadar bağlı olduğunu ve onlar için bunun adeta hayata tutunma nedeni olduğunu unutuyor Iza. Yardım ettiğini sanırken aslında Etalda'nın hayatla olan bağını koparmış olduğunu fark edemiyor. Iyi niyetle yapılan ancak empati kurmadan yapılan iyiliğin, birinin hayatında ne kadar acıya neden olabileceğini görüyoruz bu hikaye sayesinde. Ayrıca aile bireyleri söz konusu olsa bile biriyle yaşamanın, biriyle hayatı paylaşmanın zorluğunu da görüyoruz. Hayatı paylaşmak için karşılıklı özveri ve birtakım şeylerden ödün vermek gerekiyordu.. Eşini yeni kaybetmiş yaşlı kadının yeni bir hayata, alışık olmadığı modern bir hayata adapte olmaya çalışırken yaşadığı bocalamaları, tedirginlikleri, endişeleri ve korkularını o kadar gerçekçi ve etkileyici bir şekilde anlatmış ki yazar bütün duygular okuyucu kolaylıkla geçiyor. Insan olmak ve bu dünyada bir şekilde var olmak çok zor. Yaşlılık ise daha zor olmalı. Etrafındaki insanları bir bir kaybetmek ve ölümün de kendileri için çok yakında geleceğini bilmek.. Herkese tavsiye edebileceğim akıcı bir kitap Iza'nın Şarkısı. Okuyanların hayata farklı bir pencereden bakmasını sağlayabilecek bir kitap. Çok uzak görünen ancak kaçınılmaz olan yaşlılığa dair bir görüş kazandırabilecek, ebeveynlerle ve yaşlılarla iletişimde daha empatik olabilmeyi sağlayacak bir kitap. Keyifli okumalar.
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Kanat Kitap · 20083,417 okunma
··
3.335 görüntüleme
UFUK okurunun profil resmi
Gerçekten 2 dakika içinde 10 kişi okuduysa bu kadar uzun bir incelemeyi tebrik ediyorum saygıyla eğiliyorum önünüzde, biraz emeğe saygı gösterip okuyup ondan sonra beğenseydiniz :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.