Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

135 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Mavi Gözlü Dev: Öğretmen ve Baba ve Dost
Türk edebiyatında, hayatıyla, düşünceleriyle, duruşuyla, şiirlerinin bu kadar kuvvetli paralel seyrettiği, hatta iç içe geçtiği başka bir şair yoktur benim için. Aynı şairin şiirlerindeki kadar, hatta şiirlerindekinden daha da fazla samimi olduğu, oğlu Memet Fuat’a mahpustan yazdığı mektuplarla karşı karşıyayız bu derlemede. Nâzım, eşi Piraye’nin öz, kendinin üvey oğlu Memet Fuat’a, her ne kadar mahpusta da olsa, öğretmenlik, babalık, arkadaşlık yapmıştır mektuplarıyla. Öğretmenliğinde alabildiğine samimi ve didaktik, babalığında alabildiğine sevgisini yansıtan ve kuşatan, arkadaşlığında alabildiğine samimi ve dert dinleyip çözüm arayandır. Böyle söyledim diye sanki her mektupta farklı bir Nâzım Hikmet portresi varmış sanmayın, bilakis her mektubunda, mektubunun her cümlesinde öğretmen, baba ve arkadaş olmak özelliği iç içedir. Samimiyetinden ötürü, mektupları okurken Nâzım’ı öğretmeniniz, babanız, arkadaşınız gibi hissederseniz – en azından ben hissettim. Memet Fuat’ın Türk Edebiyatımızdan bir sima olduğunu biliyorum ancak henüz ne bir eserini okudum, ne de hakkında yazılan bir eleştiri yazısını. Fakat şunu açıkça söyleyebilirim ki, Nâzım’ın Memet Fuat’a etkisi oldukça büyüktür. Memet Fuat henüz edebiyatta emekleme döneminde bile değilken, Nâzım ona kitap/dergi tavsiyelerinde bulunmuş, onu hikâye ve şiir yazmaya teşvik etmiş, Türk ve Dünya edebiyatındaki simalar hakkında gayet didaktik, yerinde ve samimi tespitlerini onunla paylaşmış, kısaca, bir yaşam görüşü ve yaşam dünyası miras bırakmıştır oğluna. Bir gün Nâzım’ın karısı Piraye’yi aldattığı ortaya çıkar ve Nâzım ile Piraye’nin arası açılır. O günlerde bile Memet, Nâzım’a baba demiştir. Bu hadise Nâzım’ı çok duygulandırır. İlerleyen süreçlerdeki mektuplarda Nâzım, her zamanki sevgisinin, aşkının, samimiyetinin ve öğretmenliğinin yanında; üzgün, kendine saygısı olmayan, hastalıklarıyla baş başa, yalnız ve yaşamayı kendine hak görmeyen biridir. Çünkü Piraye’yi aldatarak hem Piraye’ye hem de kendine en büyük kötülüğü yapmıştır. Yine de Piraye’ye olan aşkı hiçbir zaman bitmez. Pişmanlığını ve Piraye gibi mükemmel bir insana karşı yaptığı yanlışı her zaman dile getirir fakat, her ne kadar Piraye’nin hakkını verse de, bazen ona sitemini de dile getirir. Nâzım’a göre, Piraye Nâzım’ı her zaman sevmiştir fakat sadece bir insan olarak. Hiçbir zaman Nâzım’a gerçekten âşık olmamıştır, ona bir kere “seni seviyorum” dememiştir. Eğer gerçekten Nâzım’a âşık olsaymış ve aşkını hissettirseymiş, böylece Nâzım yapayalnız hissetmeseymiş, onu hiçbir zaman aldatmazmış. İşin magazin kısmı bir yana, kimin günah keçisi olduğunun da bizler için hiçbir önemi yoktur. Mesele ikisinin arasındadır. Yine de, Nâzım’ın ve Piraye’nin yaşadıklarını okuyunca insanın içi burkulmuyor değil. Bu derlemede Nâzım’ın ekonomik ve politik çözümlemeleri, ve ayrıca edebiyat dünyasındaki simalara dair eleştirileri de mevcuttur. Fakat yazımda bu çözümlemeler ve eleştiriler üzerine bir çözümleme ve eleştiri yapmak yolunu izlemedim. Hatta, bir süredir kafamı kurcalayan, şahsi mektupların, mektupların yazarı tarafından izin alınmadan yayımlanmasının etik boyutuna da değinmedim. Sanırım bunun en büyük nedeni, Nâzım’ı, fikirlerinin ve eserlerinin değerinden çok, bir insan, yer yer yaşama sevinciyle, yer yer yaşama hüznüyle bezenmiş bir insan olarak sevmemdir.
Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar
Cezaevinden Memet Fuat'a MektuplarNazım Hikmet Ran · Adam Yayınları · 2003267 okunma
·
106 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.