Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

169 syf.
8/10 puan verdi
Sergüzeşt-i Ali Bey
𝙽𝙰𝙼𝙸𝙺 𝙺𝙴𝙼𝙰𝙻 / İ𝙽𝚃İ𝙱𝙰𝙷 "𝘏𝘶𝘻 𝘮â 𝘴𝘢𝘧𝘢 𝘥𝘢'𝘮â 𝘬𝘦𝘥𝘦𝘳." (" 𝘚𝘢𝘯𝘢 𝘩𝘶𝘻𝘶𝘳 𝘷𝘦𝘳𝘦𝘯 ş𝘦𝘺𝘪 𝘢𝘭 , 𝘬𝘦𝘥𝘦𝘳 𝘷𝘦𝘳𝘦𝘯 ş𝘦𝘺𝘪 𝘣ı𝘳𝘢𝘬. ") Hep hazin sonlar vardır deriz ya hani, içinde beklenmedik haller, pişmanlıkar, acılar ve kaybedişler barındıran o hazin sonlar… Bir de bu sonlara sürüklenişin içerisinde çıkılmak istendiğinden sapılan kestirme yollar vardır. Türlü çıkmazları olan bu yolların ketirmesinin çıktığı tek yol, acı dolu bir hikayedir. İşte bu acı ve hazin sonun başlangıcı İntibah’ın ilk sayfalarında kendini göstermeye başlamıştır. Genç ve tecrübesiz yirmi birinde bir delikanlı olan Ali Bey, yılan diye nitelendirilen Mahpeyker tarafından mezarın ölü vücudu kucaklayışı gibi egemenliği altına alınmıştı ve bu tutsaklığın son bulması için bir hayli ağır ve zor bedeller ödenmesi gerekecekti .Ali Bey‘in kurtuluşu ne kendisi ne de bir başkası olacaktır. Onun için asıl kurtuluş gerçek sevda olan Dilaşuptur. Siz diyin kurtuluş biz diyelim sevda... Dilaşup Ali Bey için baharın mehtabında göz kamaştıran bir hale, İstanbul’un Galatası, Çamlıcası ve bahar mevsiminde esen serin bir meltemdir. Yani Buhranından kurtulmak için güneşin doğmasını bekleyen bir hastadır Ali Bey… Nedim demek İstanbul ise Ali Bey kelamı da Dilaşup’a çıkmaktadır. Fakat o Yüreğinden yazmıştır şiirlerini Dilaşup’a. Esir olduğu mezarlıktan, bütün güzellikleri ayaklar altına seren Çamlıca tepesine çıkıvermiştir Dilaşup ile… ‘’𝘚𝘦𝘯, 𝘢𝘵𝘦ş! 𝘺𝘢𝘬𝘵ı𝘯, 𝘻𝘢𝘵𝘦𝘯 𝘺𝘢𝘯𝘮ış 𝘰𝘭𝘢𝘯 𝘨ö𝘯𝘭ü𝘮ü. 𝘠𝘦𝘯𝘪𝘥𝘦𝘯 𝘩𝘦𝘷𝘦𝘴𝘭𝘦𝘯𝘥𝘪𝘳𝘥𝘪𝘯 ş𝘶 𝘬𝘦𝘯𝘥𝘪𝘯𝘥𝘦𝘯 𝘶𝘵𝘢𝘯𝘮ış 𝘨ö𝘯𝘭ü𝘮ü.’’ Bir bülbül düşünün sahte fakat güzel görünümlü bir güle kanan bülbül. Gül sandığı sarmaşığın sonunu getireceğini bilmeden ona teslim olan bir bülbül . Nereden bilecekti gül suratine bürünmüş bu sarmaşığın başa gelecek en büyük ceza olduğunu. Nasıl bilebilecekti Mahpeyker denilen vicdansız kadının sonunu hazırladığını . Bir de asıl gülü düşünün. Yeşerdiği yurda hayat veren, umut olan, sevgi salan bir gül goncası… O sarmaşık karşısında sarp dağlar gibi duran Dilaşup… Fakat hazin son burada can bulmuştu. Kestirmeye ayrılan yolların sonu burada acıya çıkıvermişti. Bülbül ve gül goncası Dilaşup, sarmaşığın felaketinden kaçamayıp, sonsuz vuslata erişememişlerdir. "𝘈𝘩 𝘣𝘦𝘯 𝘬𝘪𝘮𝘪𝘮 𝘬𝘪 𝘴𝘪𝘻𝘦 𝘢𝘤ı𝘺𝘢𝘤𝘢ğı𝘮! 𝘚𝘪𝘻𝘥𝘦𝘯 𝘢𝘺𝘳ı𝘭ı𝘱 𝘥𝘢 ö𝘭𝘮𝘦𝘥𝘪ğ𝘪𝘮 𝘮𝘦ğ𝘦𝘳 𝘺𝘰𝘭𝘶𝘯𝘶𝘻𝘢 𝘤𝘢𝘯 𝘷𝘦𝘳𝘮𝘦𝘬 𝘪ç𝘪𝘯𝘮𝘪ş. 𝘉𝘦𝘯 𝘴𝘪𝘻𝘪𝘯 𝘪ç𝘪𝘯 ö𝘭ü𝘺𝘰𝘳𝘶𝘮 𝘴𝘪𝘻 𝘥𝘦 𝘣𝘢ğ𝘭ı𝘭ığı𝘮ı 𝘣𝘪𝘭𝘥𝘪ğ𝘪𝘯𝘪𝘻𝘥𝘦𝘯 𝘣𝘢ş 𝘶𝘤𝘶𝘮𝘥𝘢 𝘢ğ𝘭ı𝘺𝘰𝘳𝘴𝘶𝘯𝘶𝘻 𝘥𝘦ğ𝘪𝘭 𝘮𝘪 ? 𝘈𝘭𝘭𝘢𝘩 𝘢ş𝘬ı𝘯𝘢 𝘣𝘢𝘯𝘢 𝘢𝘤ı𝘮𝘢𝘺ı𝘯ı𝘻. 𝘉𝘪𝘯 𝘺ı𝘭 𝘺𝘢𝘵𝘢ğı𝘯ı𝘻𝘥𝘢 𝘺𝘢𝘵𝘮ış 𝘰𝘭𝘴𝘢𝘺𝘥ı𝘮, şö𝘺𝘭𝘦 𝘬𝘶𝘤𝘢ğı𝘯ı𝘻𝘢 𝘺𝘢𝘴𝘭𝘢𝘯ı𝘱 𝘢𝘩𝘳𝘦𝘵𝘦 𝘨𝘪𝘵𝘮𝘦𝘬𝘵𝘦𝘯 𝘥𝘢𝘩𝘢 𝘣ü𝘺ü𝘬 𝘣𝘪𝘳 𝘵𝘢𝘵 𝘣𝘶𝘭𝘢𝘮𝘢𝘻𝘥ı𝘮.’’ Dilaşup bülbülü için can verir iken, bülbül de sarmaşığın kökünü koparıvermişti. Eğer bülbülün gülü solmuşsa, sarmaşıkta kökünden koparılmalıydı. Neye yarardı peki bu koparış? Gül goncası yeniden açmamış, bülbül ise sevdalısından ayrı dümüştü. Aynı toprakta kavuşuncaya dek… Acı, keder ve bülbülün gül goncası Dilaşupuna sonsuz ötüşleri içerisinde… ‘’𝘚𝘢𝘯𝘬𝘪 𝘳𝘦𝘴𝘴𝘢𝘮 𝘬𝘢𝘥𝘦𝘳𝘥𝘦 𝘩𝘦𝘱 𝘣𝘪𝘳𝘪𝘯𝘦 𝘮𝘶𝘴𝘢𝘭𝘭𝘢𝘵 𝘰𝘭𝘢𝘨𝘦𝘭𝘮𝘦𝘬 𝘷𝘦 𝘣𝘪𝘳𝘪 𝘥𝘪ğ𝘦𝘳𝘪𝘯𝘪𝘯 𝘱𝘦𝘯ç𝘦𝘴𝘪𝘯𝘥𝘦𝘯 𝘬𝘶𝘳𝘵𝘶𝘭𝘮𝘢𝘬 𝘻𝘰𝘳𝘶𝘯𝘥𝘢 𝘰𝘭𝘢𝘯, 𝘷𝘦𝘧𝘢, 𝘩𝘪𝘺𝘢𝘯𝘦𝘵 𝘷𝘦 öç 𝘥𝘶𝘺𝘨𝘶𝘭𝘢𝘳ı𝘯ı𝘯 𝘩𝘦𝘳 𝘣𝘪𝘳𝘪𝘯𝘪 𝘨ö𝘻 𝘢𝘭ı𝘤ı 𝘣𝘪𝘳 𝘵𝘢𝘣𝘭𝘰 ü𝘻𝘦𝘳𝘪𝘯𝘥𝘦 𝘣𝘪𝘳𝘭𝘦ş𝘵𝘪𝘳𝘮𝘪ş𝘵𝘪.’’ İntibah Türk Edebiyatı tarihinde ‘’ilk edebi roman’’ olma özelliği taşımaktadır. Bununla beraber ise yalın ve edebi dili okuyucu için hoş bir görsel oluveriyor. İntibah romantizm akımının etkisinde kalmış ve bunu oldukça göz önüne sunmuştur. Bu duruma örnek olarak, yazarın kitapta yaptığı İstanbul ve Çamlıca tasvirleri verilebilir. Biraz geçmişe gitmek ve Namık Kemal'in üslubu ile tanışmak isterseniz, "intibah" sizin için harika bir tercih olacaktır. Şimdiden keyifli okumalar 𝐀
İntibah
İntibahNamık Kemal · Olympia Yayınları · 202039,7bin okunma
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.