Mihail Bulgakov’un, devrim zamanı Rus insanının portresini çizdiği, yıkıcı kara kışı, halkın eğitimsizliğinin yol açtığı acıları anlattığı Genç Bir Doktorun Anıları’nı bir solukta okudum. Bulgakov kendi hekimlik anılarına dayanarak çok canlı ve okurken nefesimi tuttuğum tıbbi örneklerle , yeni mezun ve taşraya atanmış bir doktorun endişelerini ve heyecanlarını yazmış. Kitapta örneklenen halkın batıl inançları ve kaderciliği bizim için de tanıdık bir manzara. Bulgakov’un ilk okuduğum kitabıydı, akıcı dilini ve gerçekçiliğini çok sevdim.