Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

124 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
godot'u beklemek... sebepsizce, bütün varlığın onun gelişine bağlıymış gibi beklemek. godot'un kim olduğu ve niye beklendiği bilinmiyor. bununla birlikte godot'un ne zaman geleceği bilinmediği gibi gelmiş ve gitmiş de olabilir. vlademir ve estragon da godot'yu bekliyor, zaman onu beklerken geçiyor. godot'yu beklemek bu denli anlamsız ve saçmayken... estergon ve viladimir, bekliyor. beklerken kendilerini ağaca asmayı, birbirlerinden ayrılmayı, beklemekten vazgeçmeyi düşündükleri oluyor. her defasında birbirlerini ikna edip beklemeye devam ediyorlar. belki içimizde boğuşan o iki farklı sesi temsil ediyorlar o an. bizi var eden ve hiçbir zaman anlaşamayan o iki sesi. sonra yanlarına iki kişi daha geliyor kısa süreliğine. efendi-köle. hegel'i bu eserde nasıl buldum derseniz işte pozzo ve lucy ve işte hegel'in o meşhur(bana göre) sözü: "efendi de, efendi olduğu için kölesi tarafından bir kimlik inşasına maruz kalır; dolayısıyla tam manada özgür değildir." köle bir gün dünyayı kendisinin döndürdüğünü fark ederse her şey değişecek ama şimdilik dilsiz, söz hakkı yok. şöyle bir bakınca dördü de çok tanıdık aslında. gogo ve didi iyice düşündüğümüzde bizden başka kim olabilir ki? tek yaptığımız oturup beklemek. neyi beklediğimizi de tam bilmiyoruz ama bekliyoruz. birisi gelip bizi kurtaracak. verilen sözlere hemen inanıyoruz. düşünüp araştırıp öyle hareket etmeyi bilmiyoruz. yani estragon ve vladimir​ bize hiç uzak karakterler değiller. varlık sancısı çeken, varolmayanları temsil eden hepimizin bir gerçeği aslında. yani godot'yu beklerken bir de bu gözle okunmalı bence.
Godot'yu Beklerken
Godot'yu BeklerkenSamuel Beckett · Kabalcı Yayınları · 20217,9bin okunma
··1 alıntı·
6,1bin görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.