Zweig'nın hayatı gibi Clarissa'nın hayatı da yarım kaldı... Stefan Zweig'in ölmeden evvel yazdığı ve tamamlayamadığı tek kitabıdır.
Büyük bir heves ile okudum. sizi tamamen öykünün içine çekiyor. Keşke bu kitaba sınav haftamda denk gelmeseymişim. Ara vere vere okumak durumunda kaldım. Zweig'in duygu aktarma yeteneğine bayılıyorum. Muhteşem olay ve karakter analizleri var. Olaylara ele alma şekli harika. Eğer tamamlanmış olsaydı kesinlikle büyük eserlerde adını çok daha ön sıraya yazdırırdı.
Konu olarak bir subay kızı olan Clarissa yatılı bir manastırda rahibeler tarafından büyütülür. Eğitimini tamamladığında çalıştığı kişinin yerine bir konferansa gider. Başka bir ülkede gittiği bu konferansta fransız bir beye aşık olan Clarissa savaş çıktığında ülkesine dönünce karnında bir düşmanın bebeğini taşıdığını fark eder. Zweig savaştan öncesi ve sırasında olayları bize aktarıyor.
Düşünmeden edemiyorum. Belki de o hastane yatağındaki karakter "Artık dayanamıyorum korkuyorum" dediğinde belki de yazar son kez sesini duyuruyordu...