Nobel ödüllü yazar Kazuo Ishiguro’nun okuduğum ilk romanıdır. Tanınmış bir ressam olan Masuji Ono’nun Setsuko ve Naruko adında iki kızı vardır, eşini kaybetmiştir. Ono savaş öncesi tanınan, takdir edilen bir ressam ve birçok öğrencisine ilham veren, onların sanat anlayışını etkileyen bir sensei(hoca) ve yaptığı bir hata, hayatının dönüm noktası olur. Hikâye, bu hatanın ne olabileceğini merak etmekle geçerken Japon gelenekleri, ilginç evlilik ritüelleri gibi son derece renkli bir dünyaya sokar okuyucuyu. İkinci dünya savaşı öncesi ve sonrası Japon toplumunun değişimini bir ressamın dilinden okumak son derece etkileyici. (İngiltere’yi “Günden Kalanlar”da anlatır.) Ono’nun ressamlık konusunda nasıl yetiştiği, kendi yolunu nasıl çizdiği, hocası ile aralarında geçen diyaloglar beni en çok etkileyen bölümlerdi. Şu cümle gibi mesela: “Sensei, böyle zor zamanlarda ressamların sabah aydınlığıyla yiten keyif verici şeylere değil de daha somut şeylere değer vermesi gerektiğine inanıyorum.” Ishıuro’nun üslubu çeviri olmasına rağmen bu kadar güzelse, kendi dilinde kim bilir ne muhteşem, dedirtiyor bana. Bu kitap onu keşfettiğim roman olduğu için özeldir ve dilimize çevrilmiş tüm kitaplarını okumamı sağlamıştır. Şöyle enfes tespitleri vardır: “Aynadaki yansımanızı yüzeydeki en ince ayrıntısına kadar çizseniz de oradaki kişilik nadiren başkalarının gördüğü gerçeğe yaklaşır.”

Değişen Dünyada Bir SanatçıKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 2018564 okunma

·

134 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.