Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Söyleşiden bir kesit...
Ahmed Arif açlıktan bahseder, daha çok şeyden bahseder. Dilinde tanımayanı, bilmeyeni, yani dost olmayanı ürkütecek bir heybet, sözünde şifa veren bir hikmet vardır. Bu durum elbette ki amaçladığı hegemonyayı dil ve söz üzerinde sağlayamamış iktidarı telaşlandırır. Derhal baskı aygıtını devreye sokar. Ahmed Arif hakkında başlatılan sorguların, soruşturmaların ardı arkası kesilmez. Şair Türk Ceza Yasası’nın 141. maddesine aykırı bulunan siyasi görüş ve eylemleri nedeniyle 1951 yılında tutuklanarak 38 ay hapis yatar. 7 Ekim 1954’te serbest bırakılır. Urfa’da 8 ay kamu gözetiminde tutulma kararını Diyarbakır olarak değiştirtir. Artık memurluk yapması mümkün değildir. Bir tuğla ve kiremit fabrikasında çalışmaya başlar. Birkaç yıl sonra tekrar Ankara’ya döner, ancak öğrenimini tamamlama olanağı kalmamıştır. Birçok işe girip çıktıktan sonra, Öncü ve Halkçı gibi gazetelerde düzeltmenlik, teknik sekreterlik ve gazetecilik yapmaya başlar. Ahmed Arif şiir yazmaya ortaokul yıllarında başlar. İlk şiirleri 1942 yılında Afyon Halkevi yayın organı Taşpınar dergisi ile Millet dergisinde yayımlanır. Attilâ İlhan’ın düzenlediği ve Varlık dergisinin yayımladığı 'Şiirler 1948' adlı antolojide yer alan 'Rüstemo' başlıklı şiiri, ilk şiiri olarak kabul edilir. O şiirden bir bölüm okuyalım: Maktela üzerinde sağımız Karbeyaz Çermik Dağları Solumuz kan kırmızısı Fırat'tır Dört mevsim yeşildir orman Ve toprak çetin Baharları aşiretler iner Dersim üstünden Sürü otlatır. Odunda Kömürde Pamukta Gönlü bir akarsu gibi alıp götüren Irzdan ve ekmekten yana Bir kara sevdadır Yeşil murattır Ve bundan ötürü tutmuş dağları Ve almış yürümüş sulardan öte Kıl çadırlarda maceramız Yasak bundan böyle zulüm; Ve öşür Ve haraç Ve angarya Ve katil Ve şirkat Ve talan Ve küfür kıza kısrağa Yasaktır, emreder Dağlar Paşası
Ahmed Arif
Ahmed Arif
··
193 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.