"Postmodern toplumların karakteristik bir özelliği ölümden sonraki şerefin hiç önemli olmamasıdır. Hayat bir lunaparktır ve biz onun açık olduğu zamanın dışında bir şey düşünemeyiz." Sirk Müdür'ünün kızı Norveçli yazar Jostein Gaarder tatafindan kaleme alınmış bir eser. Yazarı dünyaca bilinen eseri Sofie'nin Dünyası'yla tanıyoruz. Sirk Müdürünün Kızı için birçok şey hatta birçok güzel şey sıralanabilir. Öncelikle sıradışı bir roman. Petter, olağanüstü hayal gücüne sahip bir çocuk. Belki de kendi kendine kaldığı için hayalle gerçek arasına sıkışmaya mahkum çocuklardan biri. Anne babası, Petter küçük yaşta iken ayrılırlar. Petter de sahip olduğu hayal gücünü firsata çevirip önce arkadaşlarının ödevlerini yapmada yetişkinlikte ise yazarlara roman ve hikâye hatta bazen makale konusu satmada kullanacaktır. Hatta öyle ki yüzlerce kitabın bilinmeyen yazarı olacaktır. Bu romanda en cok dinlediğimiz hikâye, gerek Petter'in çocukluğunda gerekse yetişkinlik ve hatta yaşlılıkta "Sirk Müdürünün Kızı" olacaktır. Petter bu hikâyenin değişik varyantlarını anlatırken zaman zaman hayalle gercek arasında gidip gelecek, hatta sonunda kendini bu hikâyeyi yaşarken bulacaktır. Kurgu içinde kurgularla, akıp giden diliyle, son derece şaşırtıcı ve asla sıradan olmayan her zaman karşınıza çıkmayacak türden bir roman. Başlamak için tam zamanı. Ertelemeden okumanızı dileriz. "Hegel estetik kuramında, 'bir sanat eseri ne kadar değerli ve parlak olursa, o kadar az bir fiziksel kütleye sahip olur' demişti." "Annem öldüğünde şöyle düşündüğümü çok iyi hatırlıyorum: Annem artık beni göremeyecekti, o halde beni kim görecekti?"

Sirk Müdürünün KızıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 2006255 okunma

·

309 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Özge Şahin