İlk kez bir Virginia Woolf kitabı okuyorum ve galiba sonda olacak. Virginia'nın hayat öyküsüne, yaşama bakış açısına az çok hakimdim.
Kendileri eşcinsel ve 59 yaşında intihar eden İngiliz bir yazar.
Bu denli Sarsıcı bir hayat öyküsüne sahip Virginia'nın eserlerinde bu yaşantısını ne denli işlediğini görmek için bir eserini okumak istedim ve olay örgüsü beni cezbeden Orlando kitabını tercih ettim.
Kitap otuzuna kadar erkek otuzundan sonra ise yaşam serüvenine kadın olarak devam eden Orlando'nun hayatını ele alıyor.
Kahramanımızın hem erkek hem de kadın rollerini aynı bedende yaşıyor olması ona her iki cinsi karşılaştırarak tahlil etme fırsatını verdiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Tahlillerden ve cinsiyet karşılaştırmalarından uzak bir anlatım tercih edilmiş.
Kitapta aşırı ve lüzumsuz birçok betimlemelere yer verilmiş. Bir adamın Göz altı torbaları hakkında bile neredeyse bir sayfa betimleme yapılmış.
Bolca fakat lüzumsuz, kişiye herhangi bir şey katmayacak monologlara girişilmiş.
Yazarın sıklıkla konuyu bölüp araya girerek "Sevgili okuyucu sen okudun ama ben burada şunu kastettim aslında anladın mı şimdi?" gibisinden söylemlere girişmesi okuyucuya kendisini gerizekalı hissettiriyor.