“Köpek Kalbi”, “Tanrı’yı Gören Köpek” gibi başarılı örneklerini okuduğum; insan vasıfları yüklenen köpeklerin başkahramanı olduğu romanlara bir yenisi daha eklendi. Haw’da dedesinin hikayesini anlatan anlatıcımız, bu hikayeyi babasından dinlemiştir. Dedesi Mikasa’nın başından geçenleri, çevresindeki küfürbaz insanların diliyle anlatır ve hiç duymadığınız bir jargonla karşı karşıya kalabilirsiniz. Bir iç savaşı, güneydoğu’da yaşanan çatışmaların ve orada dönen siyasi çekişmeleri üstü kapalı olarak anlatmak için zekice seçilmiş bir kurgu var romanda. Aslında pek de üstü kapalı değil... Anne sütü yerine insanların verdiği sütü içen Mikasa, annesi tarafından dışlanır, kovulur. Aslında bu noktada seçimini yapmış ve insanların kuklası olmayı tercih etmiştir farkında olmadan. Hayatı boyunca onların vereceği ekmeğe muhtaçtır artık ve tabii onu istedikleri gibi kullanmalarına da boyun eğmek zorundadır. Fakat bir gün baş kaldıracak ve iki ayağını kaybetmesine yol açan korkunç bir intikam alacaktır. Aşkı, sadakati, öfkeyi, baş kaldırı ve yenilgiyi Mikasa’nın dilinden okumak ilginç bir deneyimdi. Güneydoğu sorununa bambaşka bir gözle bakmanızı sağlayacak bu kitap.

HawKemal Varol · İletişim Yayınevi · 2021751 okunma

·

534 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elif Osmanoğlu