Gönderi

Türkiye Nasıl Kalkınır? … Lenin, İsviçrelilerin dürüstlüğü karşısında çarpılmıştır. Bu donakalma öyküsünü bize Lenin'in karısı Nadejda Krupskaya anlatır. Çünkü, kocasından önce çarpılan da o olmuştur. Öykü şöyledir: İsviçre et getirtmekte güçlüklerle karşılaştığı için hükümet günün birinde, halkı haftada iki gün et yememeye çağırır. Ama kasaplarda yine de her gün et satılmaktadır. Bir akşam, Bayan Krupskaya, kasaptan etini almış, eve gelerek yemeğini vurmuştur. Gaz ocağının başında oyalanırken sofaya çıkan ev sahibesi Bayan Kammerer'e Hükümet'in çağrısına halkın uyup uymadığının nasıl denetlendiğini, bu iş için evlerin çevresine gözcüler mi dikildiğini sorar. Ev sahibesi, bu hiç beklemediği soru karşısında şaşırır. Karşılığı şöyle olur: –Denetlemeye gerek yok ki... Bu konuda güçlüklerle karşılaşıldığı bir kez yayımlandı. Bu yeter. İşçiler et yenmeyecek günlerde et yemez. Bunu yapsa yapsa kentsoylular yapar. İsviçrelilerle ilgili bir dürüstlük davranışına da bizim Ahmet İhsan tanık olmuştur. Servetifünun gazetesinin yöneticisi Zürich’e ayak bastığı gün, İstasyon Caddesi’nde bir sürü sarraf dükkânı görmüş, birine girerek cebindeki Alman ve İngiliz liralarını İsviçre parasıyla değiştirmiştir. Öğle yemeğinde paralarını saydığı vakit şaşırır: - A, yüz frank fazla! Yine sarrafa giderek para fazlasını geri çevirmek istediğinde sarrafın, kendisine verdiği yanıt aklını bütün bütüne karıştırır: -Gerçi biz size para bozduk ama, fazla verdiğimizi bilmiyoruz. Alamayız.
Sayfa 46 - Sel, 2. baskı
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.