Puslu Kıtalar Atlası, İhsan Oktay Anar’ın okuduğum ilk romanı. Tarihi bir roman izlenimini veren bu eser, bana kalırsa tarihi imgelere; yanı sıra coğrafya, felsefe, tıp, fizik ve kimya bilimlerine yer veren fantastik bir roman. Gerçekleşen olayların tarih içerisinde bir yeri yok ancak kurgu 17.yy’da, Galata ve çevresinde yaşananları ele alıyor. Temelde düş ve gerçek döngüsünü baz alan romanda pek çok renkli karaktere ve absürt olaya yer verilmiş. Zaten romanı en iyi tanımlayacak türün fantastik olduğunu düşünmemin nedeni de bu. Dilenci loncası, anlatılan hikayeler ve karakterlerin çıkış noktaları ile ana temaya bağlanma biçimleri sahiden de bir masaldan fırlamış gibi gerçeklikten uzak. Aynı zamanda karışık bir olay örgüsü var ve bu yüzden birbirlerine bağlandıkları noktada okuması okuyucu için oldukça keyif verici. Bununla birlikte büyük oranda olay ve diyalog odaklı olan bu romanın bana göre eksik olan kısmı psikolojik tahlillerdi. Tüm roman akıp giderken okuması her ne kadar sürükleyici olsa da ister istemez biraz karakter derinliği aradım. Birbirlerinden ayrı düşen baba ve oğulun mücadelesini, aralarındaki duygusallığı okurken böyle bir derinlik, duygu aktarımı konusunda yardımcı olabilecekken, yetersizliğinden mütevellit bir şeylerin eksik olduğu hissine kapıldım. Yine de yakın bir tarihte böyle bir fantastik kurgunun yazılmış olması güzel. Öte yandan, Osmanlı kültürünü ve ilmini kullanmak konusunda böylesine başarılı olan bir romanın, bir masal yüzeyselliğine sahip olmasındansa, biraz daha uzun tutularak daha açık bir şekilde yazılmasını tercih ederdim. Düş ve gerçek karmaşası daha güzel işlenebilir ve daha şeffaf bir şekilde açıklanabilirdi. Okuyucunun zihninde kitabın kendisinin de gerçekten mi yoksa düşten mi ortaya çıktığı sorusu yaratılmak istense de benim için net ve anlaşılabilir bir sonuç daha tatmin edici olurdu. Özetle, fantastik yazımdaki eser yetersizliği düşünülecek olursa kaliteli ve yenilikçi, farklı bir roman. Bu konuda sanırım herkes aynı fikirde ancak gerek 1000Kitap’da gerek Instagram’da gördüğüm incelemelerdeki övgüleri abartı buldum. İşleyiş anlamında her ne kadar oldukça farklı bir atmosferle karşılaşsam da, sonucunu anlayamadığım ya da tatmin olamadığım zaman okuduğundan tam anlamıyla zevk alamayan bir okuyucu olarak, sonuç kısmındaki belirsizlik değerlendirmemi şekillendiren temel unsur oldu. Özellikle okunmasını önerebileceğim bir roman değil ancak eğer ilgileniyorsanız ve Osmanlı tarihi içerisinde fantastik bir kurgunun nasıl olabileceğini merak ediyorsanız bulabileceğiniz nadir güzel eserlerden biri.

Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,2bin okunma

·

341 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Undómiel