Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1204’teki Haçlı Latin istilasından sonra gittikçe nüfusu azalan, fakirleşen ve perişan hale gelen İstanbul’un kalkındırılması, şenlendirilmesi ve mamur kılınması için türlü tedbirler alındı. Kuşatma sırasında evlerinden ayrılan Rumların geriye dönmeleri için güvenceler verildi. Anadolu’dan getirilen Türkmenler şehrin çeşitli yerlerine yerleştirildi. Sonraki yıllarda yeni fetihler yapıldıkça ele geçen şehirlerden sanatkâr ve tüccarlar da İstanbul’a gönderildi. Şehrin ilk büyük camii olarak, Fatih Camii ve Külliyesi inşa edildi. Külliyenin bünyesinde; darüşşifa, tabhane, imarethane, misafirhane, kütüphane ve Sahn-ı Seman Medreseleri bulunuyordu. Ayasofya Medresesi de faaliyete açılarak, komşu Türk-İslam ülkelerindeki ünlü bilim adamları transfer edildi. Örneğin Semerkant Medresesi’nin meşhur matematikçi ve astronomu Ali Kuşçu davet edilerek Ayasofya Medresesi başmüderrisi tayin edildi. Onun hazırladığı ders programları diğer İstanbul medreselerinde de tatbik edilmeye başlandı. Öteki devlet adamlarının, paşaların ve vezirlerin de yaptırdığı sosyal ve dinî müesseseler sayesinde İstanbul, sonraki yüzyıllarda İslam medeniyetinin önemli bilim ve kültür merkezlerinden biri haline geldi. Konstantinopolis’in fethiyle; Doğu Roma İmparatorluğu’nu (395-1453) tarihten silip Osmanoğullarının bu en büyük ve anlamlı zaferini kazanarak “Fatih-i Konstantiniyye” unvanını alan padişah, şehri “Mahrusa-i Saltanat” yani başkent ilan etti. İstanbul’un alınmasıyla, Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Balkanlardaki toprakları birleşti. Boğazların egemenlik altına alınmasıyla, İpekyolu ile Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan ticaret yollarının denetimi Osmanlılara geçti. Bu ise Avrupa devletlerinin ekonomik açıdan Osmanlı’ya bağımlı kılınması demekti. Ancak ticaret yollarının Osmanlıların denetimine girmesi, sonraki yıllarda Avrupalıların doğu ülkelerine ulaşan yeni yollar aramalarına ve Coğrafi Keşiflerin başlamasına sebep olacaktır. Diğer taraftan top teknolojisindeki ilerlemeler neticesinde, şehirleri koruyan surların ne kadar sağlam olursa olsun yıkılabileceği görülmüştür. Bu durum Avrupa coğrafyasında feodalizmin geçerliliğini yitirmesine ve merkezî krallıkların güçlenmesine zemin hazırlamıştır. Konstantinopolis’ten İtalya’ya giden Bizanslı sanatçı ve bilginlerin Rönesans hareketlerinin başlamasına öncülük ettiği de iddia edilmiştir. İşte tüm bu önemli gelişmelere dayanarak, İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethinin, Orta Çağı sona erdirerek Yeni Çağı başlattığını ileri süren tarihçiler de olmuştur.
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.