Kitabın konusu özelde tasavvufla ilgili olduğu için üslûbu normal okuyuculara oldukça ağır gelebilir. Zira en azından tasavvufî teminolojiye, bazı önemli ıstılahlara hâkim olmalı. Aksi taktirde Erol Güngör’ün anlattığı birçok şey havada kalır. Eserde bilhassa tasavvufun doğuşu, Doğu’da Hindistan ve Arap ülkelerinden, Batı’da Antik Yunan’dan olmak üzere ele alınmıştır. Buradan hareketle İslâm’da tasavvufun hangi tesirlerle geliştiği izah edilmeye çalışılmış; Batı’nın mistisizm dediği şeyden farkları ve benzer noktaları tartışılmış. Tuhaftır ki tasavvuf kelimesinin Batı dillerindeki karşılığı da mysticism’dir. Fakat aslında birbirinden farklı kavramlardır. Tasavvufî terminolojiye hâkim olanların okuması farklı bakış açıları kazandıracaktır; fakat bazı terimlere yabancı olanlar için sıkıcı ve ağır gelebilir.