Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Çeçen komutan Şamil Basayev'in 16 Haziran 1995 günü Budennovsk'a düzenlediği baskın ailesinden eşi dâhil 11 kişinin Rus uçaklarının Vedeno'da sivil yerleşim birimine düzenledikleri bombardımanda öldürülmesinden sonra kararlaştırıldı. Bu eylemi sağ kalan kardeşi ile birlikte düzenleyen Basayev, Budennovsk'ta da kardeşini kaybetti. Budannovsk Hastanesi'nde düzenlediği basın toplantıları sırasında, “Bütün ailemi kaybettim, kaybedecek hiçbir şeyim yok” diyen Şamil, “İntikam peşindeyim. Birçok insana, insanlık dışı görünebilirim ama insan hakları şampiyonları, hamile kadınların da bulunduğu Grozni Hastanesi bombalanırken neredeydiler?” diyordu. Basayev, kendisinin terörist olarak nitelenmesine de karşı çıkarak, “Savaştayız. Bunun adı terörizm değil, sabotajcılık” dedi. Basayev'in anlatımına göre asıl hedefleri Budennovsk değil Moskova idi ve yalnızca, “Moskova'da birkaç saldın düzenleyip, ardından Moskova'yı bombalamaya başlayan Rusları izlemek” istiyorlardı. Abhazya'nın Gürcistan'a karşı savaşında yanındaki 500 Çeçen milis ile birlikte 1993'te Çeçenistan'dan bölgeye geçen Basayev, Abhazların kazandığı bu savaşın da kaderinde önemli bir rol oynadı. Bu savaşı izleyen bir Türk gazetecisine göre savaşçı niteliği, yan yana olduğu Abhazları bile ürküttü. Kuzey Kafkasya uzmanlarından İngiliz Marie Broxup'a göre Basayev, yaşayan bir efsane. Broxup'a göre, Şamil Basayev, Çeçenlerin hoşlandıkları cesaret, kahramanlık ve daha birçok niteliği kendisinde topluyor. Basayev, Cevher Dudayev'in de en önemli komutanları arasındaydı. Rus birliklerinin 11 Aralık 1994'te Çeçenistan'a girmeleri sonrasında aylar süren Grozni savunmasını, Genelkurmay Başkanı Aslan Meşedov ile birlikte üstlenmişti. Basayev, Ruslarla zaman zaman yapılan barış görüşmelerine de katılıyordu. Rus yetkililere göre "Çeçen müzekarecilerin en hırçını Basayev” idi. Rus askerlerinin derhal Çeçenistan'ı terk etmesinden başka hiçbir konuyu müzakere etmek istemiyordu. Budennovsk baskınını ise Dudayev'in haberi olmadan geçekleştirdi. Şamil Basayev bulunduğu hastane binasında Rus anti-terör birliklerinin düzenlediği iki kurtarma operasyonunu püskürterek Çeçenistan'a geri dönmeyi başardığı gibi Rusları barış masasına da oturttu. Çeçenlerin millî kahramanı Şamil Basayev'i daha iyi tanımanız için 25 Eylül 1995 günü Türkiye gazetesinde yayınlanan Nusret Durgun ile Cehdi Nogaylaroğlu'nun röportajını buraya alıyoruz: Soru: Sayın Basayev, biliyorsunuz biz Türkiye'den geliyoruz. Basın yayın organları aracılığıyla oralara kadar ulaşan bazı dedikoduları aydınlığa kavuşturmak istiyoruz. Budennovsk baskınından sonra başlayan görüşmeler sürecinde, birliğiniz bozularak sizin bir grup, Genelkurmay Başkanı Aslan Mashadov'un ayri bir grup, Dudayev'in ise bir başka grup olup, ayrı ayrı taraflara çektiğini söylüyorlar. Var mı böyle bir şey? Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Basayev: Yalan, hiçbiri doğru değil. Allah'a şükür, aramızda hiçbir problem yok. Aramızdaki birlik ve bütünlüğü bozmak için çalışanların uydurması bunlar. İtiraf etmek gerekirse düşman çok iyi çalışıyor. Söylemediğimiz şeyleri söyledi, yapmadığımız şeyleri yaptı diyorlar. Televizyonlarıyla, basın organlarıyla ve bütün imkânları ile fitne çıkarmak için çalışıyorlar. Ama inanıyoruz ki, Allah onların bu yoldaki gayretlerini boşa çıkaracaktır. Biz dava arkadaşıyız. Bu savaşa birlikte başladık. Birlikte çok zorluklar çektik, çok güçlüklere birlikte göğüs gerdik. İşin sonuna yaklaştığımız şu günlerde böyle şeyler olması mümkün değil. Bunlar fitnedir. Ama bu tuzaklara düşmeyiz. Bizler kazanmak için yapacaklarımızın bilincindeyiz. Biz dört yıl önce ya bağımsızlık, ya ölüm sloganıyla bir araya geldik. Şu anda da değişen bir şey yok. Geri adım atmadık, atmayacağız. Aslında bu savaş 300 yıldır devam eden bir savaş. Biz ise bu savaşın sadece son dört yılını üstlendik. Ve çok şükür, Allah bize yardım ediyor. İstikametimizde hiçbir değişiklik olmadan bağımsızlık yolunda yürüyoruz. Soru: Görüşmeler sürerken Argun şehrinde bir takım olaylar oldu ve ardından hükümet binalarını ele geçiren 80 Çeçen'in Ruslar tarafından şehit edildiği duyuruldu. Peki, bu haberler doğru muydu? Basayev: Sadece bu habere mahsus değil. Ruslar tarafından gelecek günlerde duyurulacak bütün haberler için söylüyorum: Ruslar ne zaman 80 kişi öldürdük derlerse, bilin ki onlar ya 80 koyun, ya da 80 inek öldürmüş demektir. Hiçbir zaman öyle bir çatışmada 80 kişi öldüremediler, öldüremezler de. Onların 80 kişi öldürdük dedikleri Argun'da 2 Çeçen ve 25-30 arası Rus askeri ölmüştür. Onlar ne derlerse desinler siz vicdanınızın sesine kulak verin. Eğer onların bütün söyledikleri gerçek olsaydı, Çeçen halkı bugüne kadar yüz defa yok olmuştu. Allah'a şükür, onların elinde bir şey yok. Bugün için canımızı sıkacak hiçbir şey yok. Onların silahlarına karşılık biz de kendimize has bazı silahlar geliştirdik. Elhamdülillah gençlerimiz inançlı ve dimdik ayakta. Gerekirse savaşmaya, bağımsız olana dek savaşmaya hazırlar. Bu günlerde beklemedeyiz. Görüşmelerin nasıl sonuç vereceğini bekliyoruz. Yoksa hiçbir şekilde geri adım atmış değiliz. Atmayacağız da. Biz daha fazla kan dökülmeden bu işin bitmesinden yanayız. Ruslar bu durumu inşaAllah anlamışlardır. Ama anlamadılarsa anladıkları dilden de konuşuruz. Biz savaşmaya hazırız. Silah bırakıldı diye bir şey yok. Henüz silahlarımızı Ruslara teslim edecek kadar deli değiliz. Silahlarımızı ancak bağımsız Çeçen Devleti'ne teslim edebiliriz. Geçirdiğimiz 300 yıldan gereken dersi aldık. Çeçenler tarafından teslim edildi diye gösterdikleri silahlar, zaten savaşmayanlardan parayla satın aldıkları silahlardır. Bunda bile başarılı olamadılar. Eğer görüşmelerin sonucunda 'Bağımsız Çeçenistan' çıkmazsa, sonuna kadar savaşırız. Yalnız Çeçenistan'da değil, Rusya'nın her tarafında savaşırız. Bunun için hazırlıklarımız tamamdır. Eğer Rusya kendi iradesiyle durmaz ise, Allah'ın izniyle biz onu durdururuz. Siz canınızı sıkmayın. Onları da sakın dinlemeyin. Onları dinleyen insan delidir. Çünkü söylediklerinin hepsi yalan. Soru: Türk halkı ve Türkiye'de hemşerilerinize mesajınız nedir? Basayev: Hepsinden Allah razı olsun. Allah bütün Müslümanlardan razı olsun. Biz yarım yılı aşkın bir süredir kendimizden sayı ve imkânca kat be kat fazla bir düşmanla savaşırken, onlar da orada mücadele ettiler. Belki omuz omuza değildik, -ki aslında buna ihtiyaç da yok, biz zaten onlara yeteriz- ama orada acımızı yüreklerinde duyup, sesimizi dünyaya duyurmaları, bize sağlanabilecek en büyük maddi ve manevi yardım olmuştur. Yapılanları Allah biliyor... Allah herkesten razı olsun, onların da cihadını kabul etsin... Soru: Türkiye'ye gitmek, oradaki kardeşlerinizle tanışmak istemez misiniz? Basayev: Elbette isterim. İnşaAllah gideceğim. Soru: Ne zaman düşünüyorsunuz? Basayev: Onun cevabını tam olarak bilemiyorum, Allah bilir. Ama gitmek istiyorum. Başka bir vesile ile bir defa gitmiştim. Ben tekrar bütün Müslüman kardeşlerime selamlarımı iletiyor ve Allah'ın (azze ve celle) hepsinden razı olmasını diliyorum. Onların yardımlarını hiçbir zaman unutmayacağız. Bunu böyle iletin.
123 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.