1904 yılında yayınlanan bu eser aksiyon filmlerini aratmayan bir kurguya sahip. Yaklaşık yirmi yıl sonra eserde bahsi geçen olaylar sahiden yaşanmış bile. Hollywood filmlerine esin verdiğini de düşünüyorum bu konuyla ilgili işlenmiş çok film var çünkü.
Mattia Pascal, mutsuzluk ve başarısızlıkla tepetaklak giden hayatında aniden çıkan bir fırsatla başka bir kimlikle yaşamaya başlar. Yaşadığı kimliği doldurmaya çalışırken başına gelen trajikomik olaylar seviyeli bir mizahla anlatılıyor.
Mattia, kimlik arayışıyla bu arayışın içinde asıl benliğini keşfetmesi bu benliğin içinde tutunma çabası ve eski hayatının gölgesiyle mücadelesi etkileyiciydi. Hayata ve pek çok alana dair bakış açısını düşüncelerini ki aykırı da olsa anlatıyor.
Sevdiğim bir eser oldu.