İçerisine girene ve karaktere bağlanana dek okuması biraz meşakkatli olsa da, kitap biterken neden Nobel aldığını anlıyorsunuz.
Üç haftalık bir ziyaret amacıyla geldiği sanatoryumda yedi yılını geçiren ve bu yedi yılda hayattaki her şey üzerine fikirleri başkalaşan baş karakterimiz Hans Castorp vesilesi ile ölüm, özgürlük, aşk, tutku ve daha pek çok kavramı irdeleme imkanı buluyoruz bu kitapta.
En az baş karakterimiz kadar canlı şekilde bize sunulan yan karakterler de harika kurgulanmış. Kitabı okuyacaklar için, Herr Settembrini, sizi ve fikirlerinizi unutmayacağım...
Kitap hakkındaki olumsuz tek eleştirim şu oldu : Can Yayınları çeviride anektod cümleleri çevirmemiş , bu da sürekli Latince ya da İtalyanca'dan kendiniz çevirmeniz gerektiği anlamına geliyor ve okumadaki akıcılığı bu durum kötü yönde etkiliyor.
Nihayetinde okuduğuma pişman olmadığım bir kitap oldu.