Gönderi

MUTLAK FİKİR GEREKLİ...
- " (...) Düşünüş ve varlık, ruh ve tabiat arasındaki münasebetlerle ilgili meseleler; elbette "zorunlu varlık" ve insan, şöyle veya böyle "zorunlu varlık" ve âlem ilgisi. Zaman, mekân, madde, mânâ, sebeb, netice, eşzamanlılık, hareket, keyfiyet, kemmiyet, şekil, muhteva, zıddıyet, mahiyet, tezahür, imkân, gerçek, zaruret vesaire; say sayabildiğin kadar. "Bütün ve parça" ilişkisi veya "parça" niteliğiyle, ilim ve tefekkürün kendine mahsus "teferruatı kendine bağlayan asıl"ın billûrlaşması hâlinde işlediği bu mefhumlardan önce, büyük mesele şudur: -"Acaba düşünüşümüz gerçek kâinatı doğru olarak tanıyabilecek bir durumda mıdır ve yine tasavvur ve mefhumlarımız gerçeği doğru aksettirebiliyorlar mı?" Bu da umumî aklın gördüğü ve tafsilde her görüşten istemesi gereken "kefalet" meselesi ki, iş nihayetinde "Mutlak Fikrin Gereklliliği" davasına çıkar."
Sayfa 7 - 8 İBDA YayınlarıKitabı okudu
·
132 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.