Amanda’yı o kadar sevdim ki. Bütün o duyguları, kırgınlıklarını, heyecanını hissettim. Amanda’nın geçmişini okuduğumuz kısımlar inanılmaz etkileyiciydi. Ailesiyle bu süreçte ki yolculuğu.. Bulunduğu bedene daha doğrusu cinsiyete ait olmadığını farkına varması kendisi içinde yeteri kadar zorken, etrafına ki insanların hatta babasının tepkileri bile acımasızdı. Amanda’ya doğrudan söylenmeyen espiriler vardı mesela. Bazen hepimiz kendi arkadaş çevremizde laf olsun diye bir şeyler söyleyebiliriz, o sırada yanımızdan geçen, hiç tanımadığımız birini istemeden de olsa kırabilir bu durum, bir kez daha hatırladım. Geçmişinden kalan yaralar, Amanda’nın anı yaşanmasına engel oluyor. Kaybetme ve zarar görecek olmanın verdiği korkuyu yazar o kadar güzel yansıtmıştı ki. Grant ve ikisinin arasında ki ilişkinin çok çabuk geliştiğini düşünüyorum. Kitap aşk ön planlı değil ama eğer bir ilişki yazıldıysa daha detaylı olmalıydı sanki. Arkadaşlık kısmının eksik olduğunu düşünsem de son sayfalarda bu konu beni oldukça tatmin etti. Çok kısa bir kitap olduğundan, buralara keşke biraz daha yer verseydi diyorum. Sonu kesinlikle daha uzun olabilirdi. Gerçi ben Amanda’yı okumayı o kadar sevdim ki belki de o yüzden böyle düşünüyorumdur. İlk kez trans bireyi konu alan kitap okudum ve keşke daha çok böyle kitap olsa dedim. Onları desteklesek, saygı duysak ve haklarını savunsak da hikayelerini okumak çok daha başka oluyormuş kesinlikle. Ayrıca yazarın notu da çok güzeldi. Cinsel yönelimi ne olursa olsun, karşımızdakinin önce insan olduğunu aklımızdan çıkarmazsak ve saygı duyarsak, kimseyi inciten bir şey olmayacak ve sevgi kazanacak.

Eğer Kızın OlsaydımMeredith Russo · Yabancı Yayınları · 2021143 okunma

·

422 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.