Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
Anayurt Oteli - Zebercet
(Spoiler içerir) Zebercet’i anlayabilmek için geçmişini üçe ayırabiliriz. Otelin geçmişi, annesinin geçmişi ve bu ikisini bünyesinde taşıyan kendi geçmişi. Otelin Geçmişi: -          Zengin Rumların oturduğu bir semtte yanmadan kalan yapılardan birisidir. (Yangın felaketinden kurtulmuş bir yapı olup başka bir milletin, kültürün izleri taşır. İsminin de Anayurt Oteli olması kendi içinde bir tezatlık oluşturur.) -          Bir eşraf konağı iken otele çevrilmiştir. (Bir evken herkesin gelip kalabildiği bir yapıya çevrilmiştir. Bu yüzden Zebercet için sıcak bir yuva olmaktan yoksundur. İyi bir aile ilişkisi kurulmasına ket vurmuştur. Zebercet’te yurtsuzluk, evsizlik, kimsesizlik duygularını doğurmuştur.) -          Otel yazısının bir ucunun toprağı göstermesi. (Otelde ölenlerle, öldürülenlerle ve sonunda Zebercet’in intiharıyla birlikte daha anlamlı hale gelir.) -          Babasının otelde ölmesi ve otelin bahçesinde yıkanması. (Ölüm ve otelin birbiri ile sürekli ilişki içinde olması.) Annesinin Geçmişi: -          Babasının bilinmeyişi. (Zebercet’in soyunun nereye dayandığını bilmemesi, bu belirsizlik çevresine yabancılaşmasına ve yalnızlaşmasına neden olmuştur. Çünkü nereden geldiğini bilmek, o kişi ölü olsa dahi, yeryüzünde bir yerinin bir bağının olduğunu hissettirir. Bu yüzden Zebercet sürekli kendi içinde varoluş savaşı verir. Onun da burada olduğunun fark edilmesini ister. Bıyığını kestirdiğinde “Sabah var mıydı bıyığım?” (Atılgan, 2019, s.29) diye sorması bu yüzdendi.) -          Annenin Zebercet’in çocukluğunda geçmişiyle ilgili şeyler anlatması. (Annenin kardeşinin gayrimeşru bir ilişkisinin olduğu iması ve ardından 19 yaşında intihar etmesi, oğlunun intiharına dayanamayan annenin ölümü, Nurettin Bey’in Mevlevihaneden erken çıkmasının ardından ölmesi, konağın kahyası ve beslemesi arasındaki lezbiyen ilişki gibi olaylar Zebercet’in zihnini meşgul etmekte; kendince kurgular oluşturup düşünmektedir. Zebercet’in hayatı ölülerle doludur ve onları hep zihninde yaşatır. Çocukken duyduğu lezbiyen ilişki aklında yer etmiş olmalı ki farklı cinsel yönelimlerde bulunmaya çalışmıştır. Ekrem’e duyduğu cinsel isteklilik, bıyığını kestirmesi gibi olaylar bunu göstermektedir.) Zebercet’in Geçmişi: -          Henüz yedi aylıkken doğan bir bebektir. Annesi öncesinde iki çocuğunu düşürmüş ve belki de bunun bir yansıması olarak erken doğum yapmıştır. En güvenli, en şefkatli yerden dışlanmıştır Zebercet. Çok küçük olduğu için ebe pamuğa sarıp inci kutusuna koymalarını ve isminin de Zebercet olmasını söyler. Bu yüzden her zaman yetersizlik, zayıflık duygusuyla yetişir. İsmini bile ebe koymuştur. Annesi ve babasının isim konusunda düşünceleri bile geçmez kitapta. -          Annesi ve babası tarafından erken doğumun sürekli bir vurgusu vardır. “Ananın karnında yedi ay nasıl durdun?” (Atılgan, 2019, s.16) Bu gibi söylemler Zebercet’i daha sabırlı bir insan olmaya itmiştir. “Büyüdükçe sabırlı, ağırbaşlı bir insan oldu.” (Atılgan, 2019, s.17) Bir benzer ifade de otelin kedisi için kullanılır. “Bu ağırbaşlı hayvanın böyle yabancılaşması şaşılacak şeydi.” (Atılgan, 2019, s.70) Zebercet de otelin kedisi gibi içinde bulunduğu durum sebebiyle yabancılaşmaya itilmiştir. -          “Anası oğlan doğurmuş, Zebercet hamur yoğurmuş.” (Atılgan, 2019, s.34) Zebercet ile annesinin kurduğu olumsuz ilişkinin göstergesi ve cinsel kimliğinin aşağılanması. -          Sünnet olduktan sonra annesinin ölümü. Zaten yedi aylıkken doğmuş ve annesine çok ihtiyacı olan yaşlarda şefkatten yoksun kalmıştır. -          Askerden geldikten kısa bir zaman sonra babasının ölmesiyle iyice yalnızlaşan Zebercet oteli işletmeye başlamıştır. Hayatındaki en önemli iki insanın yine bir erkek için önemli sayılan zamanlardan sonra ölmeleri de ilginçtir. Belki de Zebercet bunun da bir etkisi olarak hayatında atılım yapmaktan kaçındı.   Tüm bunların toplamında bir Zebercet karakteri ortaya çıkar. Artık oteli kendi işletmeye başlamıştır. Yine her zamanki gibi otelden dışarı ihtiyaç olmadıkça çıkmaz. Toplum içine karışmaz. Bulunduğu durumdan rahatsız değildir, gelecek planı yoktur, tekdüze yaşamaya devem eder ta ki Gecikmeli Ankara Treniyle Gelen Kadın’la karşılaşana dek. Zebercet’in arzu kaynağı olur. Ona sahip olmak ister. Onun gelmesini beklerken bir değişim geçirir. Kendisini ve bulunduğu durumu inceler. Otelden dışarı ilk defa farklı bir amaç için çıkar. Yeni kıyafetler alır, bıyığını kestirir. O kadına güzel görünmek ister. Hayata bağlayan bir amaç, yaşama sevinci, bir hedef, bir arzu bulmuştur kendine. Zaten otelden dışarı çıkmadığı için mutlaka otelle ilişiği olan bir kadını sevecekti. Öyle de oldu; fakat otel bir ev değildi. Tek gecelik veya kısa süreli konaklamaların olduğu bir mekânda tekrar o kadının gelmesini bekledi. Küçük bir ihtimal için hayata tutundu ve her şeyi o kadının gelmesine bağladı. Çevresinde ne bir dostu ne de bir yakını vardı. Onunla ilgilenecek, şefkat gösterecek, ev sıcaklı yaşatacak, annesinin yerini dolduracak, bıyığını kestirdiğinde fark edecek birini istiyordu. Birine bağlanmak ve tamamlanmak istiyordu. Çünkü kendisi pamuğa sarılıp inci kutusuna koyulacak biri olarak büyütüldü. Hep kırılgan, eksik ve yarımdı. Eğer bu dünyadan biriyle bir bağı olursa kendi varlığını da kanıtlayacaktı. Gecikmeli Ankara Treniyle Gelen Kadın’ın dönmeyeceğini anladığında ise her şey bitmişti. Büyük bir arzuyla istediği, onu hayata döndürecek, yalnızlığından kurtaracak olan kadın gelmiyordu. Hıncını ve arzusunu otelde çalışan Ortalıkçı Kadın Zeynep’ten almaya çalıştı. Ondan bir karşılık istiyordu. Yetebildiğini, çok sevildiğini hissetmek istiyordu; fakat bunu ikisinin de farkında olmadığı bir tecavüzle yapmaya çalışıyordu. Zeynep’ten istediği karşılığı alamayınca onu öldürdü. Ardından onun etrafında dolaşan otelin kedisini öldürdü. Böylece hayatı boyunca yalnız, sevilmemiş, ötelenmiş Zebercet başkalarını öldürerek hayata karşı isyan etmeye başladı. Otelden dışarı çıkmadığı gibi otele de kimseyi kabul etmiyordu. Kendisini de otele kapattı. Yalnız başına, karanlıkta, zihninin en derin karanlıklarında düşünceler içinde kıvandı. Toplumun içinde kendine yer bulamamış, yalnız karakterimiz her şeyin başladığı yerde doğduğu odada ve aynı zamanda Gecikmeli Ankara Treniyle Gelen Kadın’ın odasında kendini asarak intihar etti. Öldüğü zaman nihayetinde onu birileri fark edecekti. Belki onun için üzülenler olacaktı. Hayatında ilk defa değer göreceği zaman dilimini yani ölümü tercih etti. Çünkü başka türlü onu kimse fark etmiyor, önemsemiyordu. Zebercet yalnızlığını diğer ölülerle paylaşmaya gitti.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202329,9bin okunma
··
2 artı 1'leme
·
7,8bin görüntüleme
Halil okurunun profil resmi
Yorumunuz muhteşem olmuş gerçekten…
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.