Kitaba başlarken, çok fazla beklentim yoktu çünkü yorumların çoğu kitabın fazla basit ve sıkıcı olduğunu söylüyordu ancak kitabı bir günde bitirmiş birisi olarak, sıkıcı olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Öncelikle, dizisini izlediğim için kitap serisine merakım uyandı. Gerçi diziyi de, sadece #malec çifti için izlemeye başlamıştım sonra diğer karakterleri de sevdim. Kitabı okurken de açıkçası dizi etkisinde kalarak başladığım için biraz kafam karıştı çünkü dizi, genel hatlarıyla kitaptan çok daha farklıydı. En azından film versiyonu, kitabın kopyası gibiydi. Önemli sahneler haricinde, çoğu detay filmde yer alıyordu. Gerçi pek çok eğlenceli sahne de, ne dizide ne filmde yer almıyordu... Her neyse, şimdi dizi film kıyaslamasını bırakalım da... Kitaba geleyim. Genel olarak ben bu tarz fantastik hikâyeleri severim, karakterler de eğlenceliydi. Çok az görünmesine rağmen elbette ki Magnus Bane benim favori karakterimdi. Diziden dolayı sanırım tam bir Harry Shum Jr. fanı olduğum için, Magnus Bane için kalbimde kocaman bir yer açıldı diyebilirim... Kitapta da az sahnesi olmasına rağmen en sevdiğim karakterlerden birisi oldu, çünkü kendisi gibiydi. Lafının arkasındaydı ve çocuksu heyecanına karşın bilge bir iblis efendisiydi. Öte yandan ikinci favorim elbette ki Simon oldu ve dizideki tiplemesini ciddi anlamda kitap karakterine de yerleştirebildim ve Clary'nin, Simon'a yaptığı haksızlıkları gördükçe içim acımadı değil... Kitaptaki Clary'i hiç sevmedim, o kadar bencil ki... Dizideki pamuksu Clary'min yanından geçemezdi yani. Ek olarak, dizinin aksine Jace benim favorim oldu. Tavırları, espritüel yaklaşımları çok sevimliydi ve onun pek çok sahnesinde eğlendim. Gerçi, bir detay vermeliyim... Jace ve Alec gördüğüm en kötü parabatai olabilirler. Dizideki Jace, Alec'e kötü davranıyordu ama kitaptaki... Daha da kötüydü. Alec heyecanla bir şeyler anlatırken onu dinlemiyor, onu tamamen görmezden geliyordu ve bunları okudukça çok kalbim kırıldı çünkü Alec de çok sevdiğim karakterlerden birisi. En azından Jace'den daha çok seviyorum onu. Sanırım kitaptaki karakterler arasında bir tek Clary beni hayal kırıklığına uğrattı. Her ne kadar etrafındakileri düşünüyormuş gibi gözükse de, insanları sürekli bir belaya sürükleme ve canı yandığında anında başkalarının canını yakma gibi bir huyu vardı... Özellikle Alec'in kalbini kırdığında çok üzüldüm çünkü dizinin aksine kitaptaki Alec daha soft bir karakterdi. Mesela Isabelle ve Jace'i korumaktan hiç iblis öldürme fırsatı yakalamamış bir çocuktu. Dizide öyle değildi tabii, bir ok atıyordu üç iblisi tek oka diziyordu... :D Kitaptaki Alec'i çok sevdim, onun da sahneleri çok azdı ama sevdim. Onu böyle kollarımın arasına alıp, ona kötü davranan çevresinden saklayıp korumak istedim. Öyle çok sevdim yani, neyse ki Magnus imdadına yetişti... Karakterlerden tekrar kitaba dönecek olursam, sanırım hiçbir beklenti duymadan başladığım için kitap bana fazlasıyla güzel geldi, uzun zamandır böyle eğlenceli ve beni sürükleyip götürecek bir fantastik macera arıyordum ve Kemikler Şehri, bu arayışımın üstüne çok iyi geldi.

Kemikler ŞehriCassandra Clare · Artemis Yayınları · 20133,152 okunma

·

282 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

s.