Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

339 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Bir ansiklopedi adeta “Bu ülke” kitap olarak, okunup bitirmek bu kitabı teknik olarak söylenir, bitmez ki, adam yemiş yutmuş. Onları benim gibilerin sindirebilmesi için, bir kere çok araştırması gerekir. Her araştırma yeni okuma demek, her okuma yeni okumalara yelken açmak demek. Bitmez… Ne güzel söylüyor okumakla ilgili üstat: "Okuduğunu tahlil etmeyen, daha önce okuduklarıyla karşılaştırmayan, her an kendi kafasını kullanmayan zekâsını mahveder. Okumak, sayfanın bütününü, cümleleri, kelimeleri anlamaktır. Dikkat gevşeyince gölge düşünceler kalır kafada. Çabuk okuyan dikkatini teksif edemez." Kitabın son bölümünde basında çıkanlardan birkaç pasaj var. Muhittin Nalbantoğlu demiş ki : “Bazen öyle eserler vardır ki, onları her Türk aydınına adeta zorla okutmak mecburiyeti konmalıdır Sayın üstadımızın eserleri bu bakımdan en baş sırayı alabilecek kıvamda eserlerden meydana gelmektedir. Ancak, bir cümleyi belli bir saatte yazdığını tahmin ettiğimiz Cemil Meriç Beyin eserinden de, o nispette faydalanmak için, yine her cümlenin üzerinde derin derin düşünerek, o cümlenin mânasını yeniden keşfetmeye ve anlamaya çalışarak okumak lazımdır. Bazen bir sahife yazı, hattâ bir cümle, bir adamın hayatının akışını değiştirir. Üstadımızın son yayımlanan dört büyük eseri de bu kabil eserlerdendir..." Kitap bir ansiklopedi olduğu kadarıyla Cemil Meriç’in Entelektüel Biyografisiyle, Üstadın aforizmaları diyebileceğimiz Fildişi Kuleden ve Baki Kalan bölümleriyle çok değerlidir. Çözümlenmesi için düşünülmesi gereken özdeyişlerdir. Ve Kanaviçe, isim bile ne kadar manalı. Kanaviçedeki indeksi araştırmak ve sonra araştırdığın bölüme denk gelen yeri tekrar okumak… Bitmez… Yine kitabın sonunda basında çıkanlardan alın size mükemmel final. Alev Alat’lı Nisan 1984 yazdığına göre ve anlatısına geçenlerde diye başladığına göre olay da o tarihlerde olmuş demektir. Aktarıyorum: “Geçenlerde bir dostuma Bu Ülke'yi gösterdim: Yayınevinin adını (Ötüken) görünce kapağım bile açmadı. Nedir bu kadar korkutan?... Ben, demokrat olma çabası içindeyim, diyordu kapağı açmayan.” ............. Buna benzer bir durumu ben de yaşamıştım. Bu kafalarla ne olacak ki, Alev hanımın verdiği örneğin tersi de geçerlidir. Üniversite öğrenciyken; Fakültede hiç unutmam, Edebiyat dersinde Nazım Hikmet’in kitaplarını aldığımı söylediğimde, bir linç edilmediğim kalmıştı; solcu, sosyalist değilim lakin kısır dünyamda okumak istemiştim. Ben karar vermek istemiştim, şimdi de öyledir. ................... Devam etmiş Alev hanım: “... Fırtınasının önüne kattı, savurdu, tartakladı, tahrik etti, meydan okudu Meriç. 'Arkamdan geleceksen, kiminle yola çıktığım bil' diyor, ‘ama yol dikenlidir, ama hazırlıksızsın, ama alışageldiğin sistematiği yok yazıların' ... 'Yazar, düşüncesini yardım olsun diye sunmaz. Bir mükâfattır bu. Lâyık mısınız, değil misiniz? Anlamak ister' diyorsun. Sözde kibrini 'Kanaviçe' yadsıyor, üşenmeden sıraladığı referanslar yadsıyor. Dip notlan kendisine saklayıp, fetva vermek de vardı. Bundan dolayıdır ki kitabından, ışığından, yani senden korkmuyorum. İnsanları sevmesen yazmazdın.” Yaa Ne güzel söyledi Alev hanım “İnsanları sevmesen yazmazdın.” Alın okuyun, değişmek için okuyun derim. Üstat tahrip değil birleştirmektir bu kavga diyor, buyurun siz okuyun : “Münakaşa eden iki insan, aynı graniti yontan iki heykeltıraş, hakikati arayan iki yol arkadaşı. Hedefi, tahrip değil, terkiptir bu kavganın. Mağlubun muzaffer olduğu tek yarış. Yanıldığını kabul etmek, yeni bir hakikatin fethiyle zenginleşmektir: parçadan bütüne, karanlıktan aydınlığa geçiş.” (Alıntı)
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821,1bin okunma
··
417 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.