Kitabın konusu,kurgusu anlatılan duygusal aşk hikayesi gayet başarılı. Ayrıca kitap tam da Türkiye'nin zengin fakir,okumuş okumamış,dindar dine uzak,solcu sağcı gibi zıtlık,zengin kültür ve sorunlarınada değinerek bir dönem kitabı olma niteliğinde. Böyle bir temel üzerine malesef kaba hatta küfürlü üslubu ve ayrıştıcı dili sayesinde kötü bir kitap olmuş!
Dikkat bundan sonrası spoiler içerir!
En çok sinirime dokunan ise; bu ülkenin kadına batı toplumları da dahil ilk önce Atatürk sayesinde bir çok hak verildiği halde bundan memnun olmayıp rahatsız olan kadınlar! Kitapda da yazar bundan rahatsızlığını bir çok yerde dile getirmiş.
*Atatürk Türkiye'sinde böylesine gerilik olamaz!(374)
Eğitimde bir devrim olan enstütilere bir günah yuvası gözü ile bakma,
*genç kızları eğitme" ismi altında oraya bir Kız Enstitüsü kurulur... (55)
Yine üniv.gibi köklü eğitim ortamlarını kızlı erkekli fuhuş merkezi olarak nitelendirmekte!
* Bu kızlara üniv.talebesi demeye insanın dili varmazdı... Barlarda vazifeleri gönül eğlendirmekten ibaret olan konsomatris kızlardan ayırt edilemiyecek kadar aşağı bir zavallılık içindeydiler... (19)
Yazarın kendi içinde çelişen görüşleride o kadar fazla ki. Moda ve ince zevkler avrupai insanlarda bir fahişelik kötülük hristiyanlık alametiyken; tesettürlü dindar kişilerde makul karşılanıyor. Bir taraftan bunu eleştirirken ne tuhaf tesettür modasından da bahsetmekte! (Yazar da Feyza karakteride terzi ve zevkli bir moda anlayışına sahip)
* Seval'in kıyafetleri kapalı olmakla beraber, en az bir Avrupalı manken kadar şık ve moderndi.(129)
Gelişen dünya düzenine kadının ayak uydurması ve gözünü kapatmasını öğütlemekte (sayfa 58)
Din diyanetten bahsetmeye çalışırkende aynı ayrıstırıcı üsluba devam ediyor; cahil anadolu insanı,aileden gelen örtünme namaz alışkanlığı vs...
*Diğerleri niçin örtündüklerini dahi bilmeyen, görenek diye örtünmüş cahil kadınlarmış...(337)
Yazar güya mübarek çok dindar hatta melek masumiyetin de karakterler oluşturmuşken, bu karakterlere ağız dolusu küfür ettirmekte bir sakınca görmemiş!
*Nihayet korktuğum başıma geldi? Demek seni avlamak için kuyruk sallayıp peşinden koşuşan, etrafında fır dönen o yılışık kepazelerden biri nihayet seni elde etmeyi baştan çıkarmaya muvaffak oldu ha? ...Tabi başı açık ve mini etekli zillilerdendir muhakkak... Şu payyaço kılığındakı meymenetsiz nesnelerden öyle mi? (47-48)