Gönderi

(20). Milis Kuvvetleri Komutanlarından Mehmet Sungur'un anlattıkları: Müfrezemizle birlikte Selim'e girdik. Selim'de başlayan ilk harekâttan sonra, esas Halid Bey'in komutasında Ermenilerle savaş, Zellice'de şiddetlenmişti. Karşımızda Ermeni askeri kaynıyordu. Halid Bey, askerlerin önünde savaşıyordu. Ne hikmetse karşı tarafın yağmur gibi yağan kurşunlarından hiç biri Halid Bey'e isabet etmiyordu. Bunlara gözlerimle şahit oldum. Demek ki Allah bizimle beraber. Bunu başka türlü izah edemezsiniz. Bir ara Halid Bey'in, içi kar suyu dolu yırtık postallarından vıcık vıcık suların fışkırdığını gördüm. Koskoca Tümen Komutanının ayakkabıları işte bunlardı. Hemen yanına sokulup: “Komutanım. Köy yakın, yeni bir pabuç getirelim" deyince ağzımızın payını hemen verdi. "Ulan, askerim de böyle giyiyor. Onun meşakkatini ben de çekmeliyim. Siz işinize bakın." Sonra da başından çıkardığı siyah kalpağını, sol koltuğunun altına sıkıştırarak Ermenilere doğru bağırıyordu: "Ulan Mazmanof, seni çadırından donsuz kovalamazsam, bana da Deli Halid demesinler!"
Sayfa 456 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.