Çamların altında mızıka çalmayı öğreniyor bir işçi.
Bir kadın günaydın dedi birisine - öyle yalın ve doğal bir günaydın ki,
sen de öğrenmek isteyebilirdin mızıka çalmayı çamların altında.
Ne bölme, ne çıkarma.
Kendinden ötelere bakabilmek - sıcaklık ve dinginlik.
"Yalnız sen" olmak değil, "sen de" olmak.
Küçük bir toplama, basit bir aritmetik işlemi, kolayca kavranabilen,
bir çocuğun bile üstesinden gelebileceği, parmaklarını ışıkla oynatarak
ya da mızıka çalmak o kadın duysun diye.