Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Gönderi
Hadisler Ekseninde Çevre Ahlakı
Çevre ahlakı modern zamanlarda ihmalini ağır bir şekilde ödediğimiz en önemli konulardan biri. Konunun hassasiyetine binaen ivedi bir şekilde gündemlerimizin baş sıralarında olması gerekiyor. Diyanet işleri başkan yardımcısı olan sayın Huriye Martı kitabında çevreye bakışımızı Kur’an ve sünnet ekseninde inceliyor. Kitabı okurken ilk defa dikkatimi çeken epey ayet ve hadis oldu. Bu da okumaya bir doyuruculuk ve zenginlik katıyor. Kitabı öğretmenlerimizin, lise ve üniversite öğrencilerinin okumasının/okutulmasının faydalı olacağını düşünmekteyim. Kitap üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Çevre, İnsan ve Ekolojik bunalım tanımlar, algılar, islam öncesi ve sonrası dönem, bunalımın bugünü ve çözüm önerileri ele alınıyor. İkinci bölümde, Çevre ahlakının felsefi ve dini temellerine dair yaklaşımlar ele alınıyor. Üçüncü bölümde ise Çevre ahlakının pratiğine dair toprak, su, hava, ateş, bitkiler ve hayvanlar ile diyalojik ilişkiye dair örnekler veriliyor. Ayrıca Diyanet aylık derginin Çevre Ahlakı konulu 2018 yılı Şubat sayısını okumakta faydalı olacaktır. Derginin sayısını bir sonraki paylaşımda PDF olarak yükleyeceğim
Kitaptan bazı alıntıları paylaşıyorum
*Sorunu üreten insanoğlunu, sorunu üretmeye iten zihniyeti ve değerler dizisini sorgulamadıkça, sorgulanan hatalı zihin kalıplarını doğrularıyla değiştirmedikçe, ortaya konan çabalar gündelik, çözümler yüzeysel kalacaktır
*Tabiatı savaşılması ve mağlup edilmesi gereken vahşi bir ham madde yığını olarak görmek, son yüzyıla gelindiğinde korkunç boyutlara ulaşan bir çevre krizi ile insanoğlunu baş başa bırakmıştır
*İslam inancına göre, insanın her anını her yönüyle kuşatan Allah, onun bir bakıma nihai çevresidir. Allah, fiziki çevreyi yaratırken insandan ayrı ve kopuk bir kainat var etmediği gibi kendisinden de uzak ve bağımsız bir varlık dünyası oluşturmamıştır. O, her an aktif bir biçimde tabiatın kontrolünü elinde tutmakta ve dinamik bir süreci idare etmektedir. Tabiat inanan insan için ilahi anlam kodlarıyla yüklüdür ve pozitif bir değer taşır
*Çevre kirlenmesi denen şey insanlığın kirlenmesiyle, yaşamın kirlenmesiyle ilgilidir. İnsan ruhsallığının kirlerini dünyaya yansıtır. Dünyamız iki plastik şişeyle ya da üç konserve kutusuyla kirlenmiş değildir
*Tabiat bir bütün olarak kendisini var eden ve hala her an üzerinde tasarrufta bulunan Allah’ın eserdir.İnsan ona karşı yahut da onun için yaptığı her şeyin karşılığını görecektir. Allah resulünün ifadesiyle “ Aziz ve celil olan Allah, bir serçeyi veya daha küçük bir hayvanı bile gereksiz yere öldüren kişiden hesap soracaktır”
*Kıyamet kopacak olsa bile fidanın dikilme sorumluluğu, ağacın var olma ve kendi varlığını sürdürme hakkıyla ilgilidir. Fidan kendi varlığında taşıdığı temel değeri gereği bunu hak etmektedir. Fidan henüz hayattadır ve insan sorumluluğunun bilincinde olarak onun hayatta kalması için elinden geleni yapmak zorundadır. Kıyamet bile bu sorumluluğun karşısında mazeret olmamaktadır
*Allah tarafından konan tabiat kanunlarına aykırı davranmak onları tanzim eden iradeyi tanımamaktır
*Bizzat Kur’anın ifade ettiğine göre ne dünya ne de hayvanlar sadece insan için yaratılmıştır ; “Allah, yeri canlı varlıklar için var etti” ( Rahman 55/ 10). Yeryüzü canlı varlıklar için yaratılmışsa, tıpkı insanın olduğu gibi onlarında burda yaşama hakkı vardır demektir
*Allah rasülü, devesi bir deve kuşu yuvasına basıp yumurtalarını kıran ihramlının her bir yumurtaya karşılık bir gün oruç tutmasını yahut da bir fakiri doyurmasını emreder “
Kitap arka kapak tanıtım yazısı
İnsanın, içinde yaşadığı çevreyle ilişkisi nasıl olmalı?
• “Doğayı sevelim, yeşili koruyalım” söylemi, doğru ve sağlıklı bir çevre-insan ilişkisi oluşturmak için yeterli mi?
• Seküler bir insan ve kâinat anlayışıyla ne kadar yol alınabilir?
• Yarattığı çevreyle insana öğüt veren, nimet bahşeden, ibret sunan ve sınav alanı açan bir Yaratıcı inancına odaklanmayan bilgi üretimleri ekolojik krizi çözmede yeterli olabilir mi?
• Diğer taraftan, içerdiği anlam boyutu irdelenmeden tabiata dair Kur’an ayetlerini sadece sıralamakla; temizliğe, çevreyi korumaya, ağaç dikmeye ve israfa dair hadis metinlerini sadece derlemekle yetinmek ne ölçüde doğru ve ne ölçüde çözüm üretici?
Elinizdeki kitap, bu sorulardan hareketle ilerliyor ve dinî önceliklerle eşzamanlı biçimde ekolojik buhranı irdeleyen, etik kuramları ve fikrî gelişimleri izleyebilen, aralarında kurduğu bağ sayesinde zenginlikleri artıran ve duyarlılıkları derinleştiren bir çevre ahlakının izini sürüyor.
Çevre deyince hâlâ daha yere çöp atmamak ve ağaç kesmemek dışında birşey düşünemeyen, ekolojik bunalımın boyutları konusunda küresel ısınmadan başka örnek sunamayan bir zihniyet karşısında, Hadisler Ekseninde Çevre Ahlakı’nın söylediği çok şey ve açtığı çok önemli bir ufuk var...
·
188 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.