Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Beethoven'ın Yaşadığı Dönemde Müziğine Etki Eden Önemli Olay ve Şahsiyetler ·        Klasik Dönem ve Devrimler Çağı Müzik tarihi içerisinde yer alan klasik dönem, 18.yüzyılın ilk yarısı ile 19.yüzyılın başlarını kapsar. Sanatta klasisizm, dengeli ve tarafsız anlatımla birleşmiş yapı netliği demektir. Klasik sözcüğü ayrıca, tartışılmaz örnek nitelikleri ile kavranan eserler ve onların yaratıcıları için kullanılır. Klasik dönemde, uzun cümleli, süslü ve çokça kontrpuan yazıya dayalı Barok Çağ üslubu yerini daha parlak, sade ve net bir sanata bırakmıştır. Bu üslup, daha az dolgun fakat daha akıcıdır. Klasik çağ, operada Gluck’ un devrimi, Haydn , Mozart ve Beethoven’in müziğe sundukları yeni solukla tanınır. Beethoven’in çalışmaları 18.yüzyılın 19.yüzyıla kavuştuğu günlerde müzik tarihi açısından bir deprem etkisi yaratır. Klasik dönem, besteciyle doruğa tırmanır ve Romantizm ’in kapılarını açar. Beethoven’in gençlik günlerinde Fransız Devrimi (1789) ve devrimin getirdiği yeni akımlar Avrupa’yı sarsmaktadır. 1789 Devrimi Beethoven'i derinden etkilemiştir. "Bu yıllarda Bonn Üniversitesi, bir çeşit yeni düşünceler odağı konumundaydı. Beethoven 14 Mayıs 1789‘da üniversiteye öğrenci olarak girmiş ve Euloge Schneider'in Alman edebiyatı derslerini izlemiştir. Schneider , demokratik devrimin ateşli bir taraftarıydı ve şiirleriyle Beethoven üzerinde izler bırakıyordu (Ahmet Say-Müzik Tarihi sf. 315) Amerika’da ise George Washington, bağımsızlığını ilan eden ABD’nin ilk başkanı olmuştur. Haydn, sanat yaşamının doruğundadır. Mozart’ın ölüsü bilinmeyen bir gömütte yatmaktadır. Barok çağa göre toplumun değerleri değişmektedir. Ülkesinde ve dışarıda değişen güçler her sanatçı gibi Beethoven’in yapıtlarına da yansır. Sanatçılar toplum içinde yeni bir kimlik kazanmıştır. Artık toplumun hizmetlisi değil, yapıtlarıyla toplumun sesini haykıran bir kahramandır. Besteciler tarihin akışını, kendi özel duygularını da katarak müziğinde bunu işlemeye başlar. (academia.edu/27258908/BEETHO...) ·        Sanatını Etkileyen Toplumsal Dönüşümler Krallar ve prenslerin egemenliğinde sanat olarak özgürlüğün kısıtlı olduğu Avusturya; Amerikan ve Fransız Devrim’lerinin beraberinde getirmiş olduğu demokrasi rüzgârı; Napolyon’un imparatorluk serüveninin, dönemin aydın, düşünür ve sanatçılarında yarattığı düş kırıklıkları; Napolyon’u yenilgiye uğratmış olan Avusturya’nın da yer aldığı Kutsal İttifak’ın yaratmış olduğu gericilik; Parçalanmış bir ülke (Almanya-Flamanya) ya da ülkeler. Biri atalarının, diğeri kendinin doğduğu yer olması. (Kaygısız, 1999, s. 193) ·        Beethoven ve Fransız İhtilali . Bastille’in düşmesi, 14 Temmuz 1789 günü, dünya tarihinde bir dönüm noktası olduğu gibi, müzik tarihinde de yeni bir çağın başlangıcı sayılabilir. Beethoven, değişmekte olan bir dünyada doğmuştur. Fransız ve Amerikan devrimleri, sonra da Napoleon’un egemenlik kurduğu bir Avrupa’nın duygu ve düşünce iklimi, Beethoven’in müziğini büyük ölçüde etkilemiştir (Mimaroğlu, 2006, s.79). Paris’li bir grup insan, 1789’da Bastille hapishanesine saldırdığında Beethoven çoktan liberal ve hümanist düşünceleri benimsemiş, on sekiz yaşında oldukça hassas bir gençtir. On yıldan fazla bir süre sonra bile ihtilalin etkisi, Beethoven’in, ihtilalin kahramanı olarak Napoleon Bonaparte’ye duyduğu hayranlıkla, Bonaparte adını verdiği sonradan Eroica (Kahramanlık) olarak yeniden adlandırdığı betimsel senfonisini yazarak, abartılı emsali görülmemiş bir davranışta bulunmasına sebep olmuştur.       ·        Napolyon’un Beethoven’ın Müziğine ve Hayatına Tesiri Bunun başlıca örneği  Beethoven'ın  Napolyon'un tüm Avrupa’yı hayrete düşürdüğü günlerde kendisine ithaf etmeyi düşündüğü Eroica’dır. Lakin 1804 Mayıs ayında Napolyon’un, ülkede İngilizlerin kışkırtmasıyla kendine karşı girişilen bir komployu bahane ederek kendini imparator ilan etmesi ve 2 Aralık 1804 günü taç giymesiyle Beethoven büyük bir öfkeye kapılır. Ferdinand Ries'e göre Beethoven bu haber Viyana'ya ulaştığında şunları söylemişti: "Demek ki o da sıradan bir insandan başkası değilmiş, değil mi? Şimdi o da insan haklarını ayaklarının altına alıp çiğneyecek ve kendini tutkularına koyverecek, herkesin üstünde yükselecek, bir tiran olup çıkacak." Yine Ries'in anlattıklarına bakılırsa Beethoven bu öfkeyle yeni partisyonunun ilk sayfasını koparıp yırtmıştır. Ancak besteciyi tam bir özgürlük savaşçısı yapan bu davranışın tümüyle doğru olduğuna inanmak güçtür. Çünkü 26 Ağustos 1804 tarihinde nota yayıncısı Breitkopf & Härtel'e gönderdiği mektupta senfoninin aslında 'Bonaparte' başlığını taşıdığı bilgisi yer almaktadır. Beethoven, Napolyon'a karşı geçici bir öfkeye kapılmış olsa bile, senfoniyi onun adıyla bastırma kararından vazgeçmiş değildi. Yapıtın orijinal notasının kapağında bir kopist tarafından yazılan, Intitula Bonaparte sözcükleri karalanmış olsa da sayfanın alt tarafında kurşun kalemle Beethoven Almanca olarak, Geschireben auf Bonaparte (Bonapart için yazılmıştır) ifadesini eklemiş ve bunu hiç silmemişti. (Aydın Büke- Beethoven Müziğin Dönüm Noktası  - sf. 165-166)   Napolyon'un Beethoven'ın müziğinde etkisi olduğu kadar hayatında da etkisi olmuştur. 1807'de imzalanan Tilsit Barışı ardından, Rusya cephesinde sağlanan ateşkesi fırsat bilen Napolyon, dikkatini yeniden Avrupa'nın batısına çevirmişti. İspanya'da yaşanan gelişmeler uzun süredir Fransız askerlerine saldırmak için fırsat kollayan Avusturya imparatorunu umutlandırmış ve 1809 Nisan'ında iki ordu Bavyera'da karşılaşmıştı. Çarpışmalar bir kez daha Fransızların üstünlüğüyle sonuçlanmış ve Napolyon Viyana önlerine dek gelmişti. Saray ve soylular kenti bırakarak daha güvenli bölgelere taşınma telaşına düşmüşlerdi. Beethoven Viyana'da kalmış, özellikle topçu ateşinin yoğun olduğu 11 Mayıs akşamı, kardeşi Kaspar Karl'ın evinin mahzenine saklanmıştır. Bu arada Beethoven' a da hocalık yapmış olan besteci Joseph Haydn Zweig’ın Stendhal’ın biyografisinde yazdığı üzere 31 Mayıs günü korkudan ölmüştü ve ölürken şu sözleri söylemişti: “Tanrı İmparator Franz’ı korusun!”.(Zweig- Drei Dichter İhres Lebens- sf.159) Beethoven yakın dostlarının hemen hepsi kenti terk ettiği için yalnızlık çekmeye başlamıştır. Ayrıca Beethoven bu dönemde yazdığı mektuplarda savaşın yol açtığı sıkıntılardan ve pahalılıktan yakınıyordu. Edinburg'daki bir yayıncısına gönderdiği bir mektupta, "Bütün zorunlu ihtiyaç maddelerinin korkunç fiyatlarla, aşağı yukarı öncekinin üç katına satıldığı bir zamanı yaşamaktayız." diye yazmıştı. (Aydın Büke- Beethoven Müziğin Dönüm Noktası - sf. 207-208-210) Görüldüğü üzere Napolyon Beethoven'ın müziğinde bir ilham kaynağı olmuşken, hayatını da maddi ve manevi olumsuz yönden etkilemiştir. ·        Beethoven ve Çağdaşlarının İlişkileri Beethoven döneminin koşullarından etkilendiği kadar çağdaşlarından da etkilenmiştir.Beethoven'ın çağdaşları şair Hölderlin, Goethe ve filozof Hegel'dir; açık bir deyişle Beethoven "diyalektik idealizm" çağının insanıdır. Dolayısıyla Beethoven'in müziği yalnızca klasisizmin ölçütlerine göre değil, derin bir "içsel anlama" göre değerlendirilmelidir. Onun müziği, 19. yüzyılı olduğu kadar, günümüzü de etkiler. Yaşadığı dönem içinse alışılmışın ötesinde bir besteciydi. Kendine özgü tutarlı, güçlü sanatsal karakteri ve derin duyarlılığı, müziğinin ayırt edici özelliğidir. "Goethe" İlk karşılaşmasından sonra Beethoven için şöyle demiştir: Şimdiye dek onun gibi, içtenliğini enerjisiyle birleştirebilmiş başka bir sanatçı görmedim. Dünyanın karşısında onun nasıl dikilip durduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. (19.7.1812)" (Ahmet Say - Müzik Tarihi – Sf.317) Goethe Beethoven’ın müziğini de etkilemiş, kendisi Goethe’nin şiirlerinden şarkılar bestelemiştir. Kendisi Goethe’nin Erlkönig baladını,Faust’undan bazı kısımları ve daha nicesini müzik dünyasına kazandırmıştır. Bu davranışı Franz Schubert, Wagner, Hugo Wolf gibi ardıllarına da örnek bir davranış olmuş ve onlar da Goethe’nin şiirlerini müzik dünyasına kazandırmaya devam etmişlerdir. Schubert  Beethoven’ dan sonra başlıca Faust’tan Gretchen am Spinnarade’ı, Erlkönigi bestelemiştir.Yine Wagner bir çok Goethe şiirinin yanında Gretchen am Spinnarade’ı bestelemiştir. Wolf ise başlıca Die Bekehrte olmak üzere diğer şiirlerini de müzik dünyasına kazandırmıştır.(Kendime ait)  9. Senfoni'nin ‘Neşeye Övgü' anlamına gelen ‘Ode to Joy' bölümü, Friedrich Schiller'in 1785 yılında kaleme aldığı ‘An die Freude' adlı şiirine dayanmaktadır. Schiller bu şiirinde, insan ırkının kardeşlik ortamı içinde yaşaması idealine yer vermiştir. Beethoven, benzer düşüncelere sahip olduğu için ‘Neşeye Övgü' bölümünü Schiller'den esinlenerek yazmıştır. Beethoven'in 9. Senfonisi'nin son bölümünden uyarlanan Avrupa Marşı, 1972 yılında Avrupa Konseyi tarafından kabul edilmiştir. Bu yüzyılın en önemli şeflerinden biri olan Herbert von Karajan, Avrupa Konseyi'nin ricasını kırmayarak, solo piyano, nefesli çalgılar ve senfoni orkestraları için üç adet enstrümental düzenleme yazmıştır. Avrupa Marşı'nda herhangi bir lirik (yazılı) anlatım yoktur. Ancak müziğin evrensel dili kullanılarak AB'nın öncelikleri olan özgürlük, barış ve dayanışma konularında mesajlar verilmektedir.(ab.gov.tr/_262.html)  
Beethoven
Beethoven
Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar
Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar
Müzik Tarihi
Müzik Tarihi
Müzik Tarihi
Müzik Tarihi
··
288 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.