...”Aslında kültürel alanda Atatürkçülük, ne İslâm düşmanlığı ne de Batı hayranlığıdır. Kültürel açıdan Atatürkçülük, Türk kültürünün ulusallaşarak, evrensel boyutlara ulaşmasının savaşını vermektir. Çünkü Atatürk, bir ortaçağ imparatorluğundan, çağdaş bir ulusal devlet yaratma çabasını simgeler. Üstelik üretim güçleri, kapitalizm öncesi aşamadadır Cumhuriyet’in kuruluşunda. Bu nedenle Atatürk, bir yandan üretim güçlerinin gelişmesini sağlayıcı önlemler alırken, öte yandan da Batı’da gelişmiş olan ‘ulusal kapitalist devlet’in üstyapı kuramlarını topluma aşılar. Anayasa, Yurttaşlık Yasası, giyim kuşam biçimleri, saat, takvim, alfabe ve benzerleri, hep kozmopolit imparatorluktan ulusal devlete geçiş için harcanan çabalardır. Tarih ve dil tezleri de bütünüyle bu açıdan değerlendirilmelidir. Amaç, İslamın yok edilmesi ya da Batı’nın benimsenmesi değil, çağdaş ulusal bir devlet yaratılmasıdır. Bu ulusal devlet, altyapı ilişkilerinin yetersizliği, üretim güçlerinin az gelişmişliği yüzünden, büyük ölçüde üstyapısal güdümlemelerle desteklenmektedir..