Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

HER GECE BENİMSİN
Her Gece Benimsin'de vak'a Paris'te başlıyordu. Romanın genç kahramanı, Paris'te Jön Türkler arasında bulunuyor fakat onların Türkiye hakkındaki emellerine isinamıyordu. Bir gün odasında çalışırken bir gazetecinin, ruhunu elektrik gibi çarpan sesini duydu. Gazeteci: - Le Sultan est mort! "Sultan öldü!" diye bağırıyordu. Gencin ruhu sarsıldı. Demek Sultan Abdülhamid ölmüştü. Paris'e firar edenlerin, yurtta hürriyet isteyenlerin büyük kâbusu sağ değildi. Fakat şimdi ne olacaktı? Bunca yıldır vatanı her şeye rağmen bu hükümdar idare etmişti. Birçok kavimden ve dinden kurulmuş bir imparatorluğu, her şeye rağmen ayakta tutmuştu. Şimdi, iç ve dış düşmanların ayaklanmasıyla, vatanda kim bilir ne korkunç vak'alar olacaktı? İçinde bir burkulma hissetti: Jön Türklerin çok yanlış bir yolda çalıştıkları, bir rüzgâr gibi idrakine esmişti. Bir müddet sonra öğrendi ki ölen, Sultan Abdülhamid değildir. Beşinci Murad'dır. İçine su serpilir gibi oldu. Bir müddet sonra da vatana döndü. °¶° Hayran olarak bakarsınız da Hulyânızı fetheder bu hâli: Beş yüz sene sonra karşınızda İstanbul fethinin hayali gibiydi. Böyle güzeldi. Bu genç kız, Paris'ten dönen gence diyordu ki: - Sultani hal'etmek tehlikelidir. Biz, bir imparatorluğuz. Açık bir liberalizm ve aşırı bir nasyonalizm, vatandaki başka kavimleri, bizim olan vatan toprakları ve milli servetlerimizle beråber bizden ayırır. İşten zararlı çıkarız. Tekâmül zamanla olmalı ve bunun için hükümdarla anlaşmalı, ona yardım etmelidir. Hükümdar'a kendinizi anlatmaya çalışın!
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.