idealist öğretmene sistem ambargosu
Özel bir okulda öğretmenlik yapıyorum. Çocuk gelişim uzmanı öğretmen arkadaşlarımdan biri sordu. "Hocam, yeni bir okul geliyor atölye etkinliği için, felsefe ve edebiyat adına ilk etkinliğimiz ne olsun dedi?"
'Hocam, çocuklara hafıza oyunu oynatalım. Malum yaşları küçük. Hepsi kendi ismiyle beraber yanındakinin de ismini hatırlamaya çalışsın, yavaş yavaş isimler artacak ve hatırlamayan çocuklar olacak. Hatırlamazsa oyundan çıksın ama onları diğer arkadaşlarına alkışlatalım ve çemberin içinde kalsın. Oyunu kazanan arkadaşla kaybeden arkadaşları eşit oranda alkışlatalım' dedim.
"Neden böyle düşündünüz hocam?" diye sordu.
'Hata yapanın çemberin içinde kalması, hatayı görenlerin ilk fırsatta hata yapanı oyun dışına atmaması gerektiğini öğretir çocuklara. Eşit oranda alkışlatmaksa, kaybetsen de kazansan da ikisinin de önemli olmadığını, önemli olanın oyunun içinde olmak olduğunu ve seninle oyun oynayan herkese eşit oranda saygı göstermen gerektiğini aşılatmak için. Çocukların bilinçaltına bunları empoze etmek istiyorum.' dedim.
Arkadaşım, "hocam olur mu öyle şey, çocuk evde atölyede neler öğretildiğini anlatacak velisine, okul mu kapattıracaksın, köy enstitüleri böyle düşünceler, uygulamalar yüzünden kapatıldı biliyorsun" dedi, sustum, uzatmadım.
Dipnot; (Sunduğum öneriyi çocuklara yaptıramadık.)
··
2,009 views
Yurdumun eğitim anlayışı ::)) once bir ogretmen sonra bir çocuk gelişimci olarak okudum yazınızı ve gulumsemekten alamadım kendımı zira bir sınıf ogretmenı sınıfında bulunan kaynaştırma ogrencısını engeli için değil de sınıfta uyum saglayamadıgı için sınıfından gıtsin diye "ne yaparsam yapayım arkadasları ile anlasamıyor kaynasmıyor" dıye mudurune yanımda dert yanmasına şahit olunca eğitim de nerde oldugumuzu birkez daha gordum 😔😔 öğretmenlik sadece bir isimden ibaret oldu sanki..
Bu yorum görüntülenemiyor
Bilmiyorum nedendir, bugünkü sınavdan sonra bu tarz şeyler daha bir anlam kazanıyor bende.
Rezillik. Bu devirde hala daha savunma için enstitüyü öne süren biri o mesleği yapmayı baştan hak etmiyordur bu bir. İkincisi ise enstitüler hakkında zerre bilgisi ve fikri olmadığıdır. Para hangi işin içine girerse girsin sonuç bu olur. Tabi sadece Türkiye'de. Sadece burada para alan kişi para veren kişinin köpeği olur. Bu ahlakla ilgili bir durumdur. Hocam durumunu bilmiyorum ama ben olsam kırar geçirirdim. Eşim yok çocuğum yok... Tepkim aynen şu şekilde olurdu: Pürüz çıkaracak veliye benden selam söyleyin, derdini gelsin bana anlatsın. Yarın getirsin diplomasını, ertesi gün işe başlasın. Diploması yoksa işime karışmasın. Öğretmene de şunu söylerdim: Kaybedip hedef haline getirilen ve toplumdan dışlanan çocukların velilerine ne hesap vereceksin?
Her zaman söylerim ve yine söylüyorum:
"Biz toplum olarak sorunlarımızı çözmek yerine, o sorunlarla birlikte çürümeyi yeğliyoruz."
Hangi meslek dalı olursa olsun çoğu insan işini olması gerektiği gibi değil de toplumun beklediği ya da toplumun hakettiğini düşündüğü düzeyde yapıyor. Sonra çıkıp orda burda bizim toplulumuz böyle-şöyle diye ahkam kesiyor. Evet toplum tam da onların dediği gibi ve fakat insan sormaz mı kendine bunu düzeltmek için ne yaptın diye. Sizin tutumunuz olması gerektiği gibi, aslında idealist bir tutum gibi lanse edilmesi dahi kişiye fedakarlık yaptığı hissini aşılıyor. Benim de işini hakkıyla yapan arkadaşlarım var ve inanın o beğenmedikleri velilerden çok kendi meslektaşları tarafından eleştiri ve düşmanlıklara maruz kalıyorlar. Niye? Sen bunları yapıyorsun bizden de bekliyorlar diye. Halimiz içler acısı. Cahil veliler yüzünden değil, işini gerektiği gibi yapmak istemeyen ve buna da "veliler böyle istiyor" diye kılıf uyduran eğitimciler yüzünden.
Kendi yetersizliğinin özgürlüğü içinde bırakılmış bizler.. Ne denilebilir ki!
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.