Gönderi

303 syf.
·
Puan vermedi
Kitaplardan, filmlerden biraz olsun herkesin bildiği yahudi soykırımının bir aileyi nasıl yıktığı anlatılmış. Yahudiler, kitapta fare olarak resmedilmiş. Sanırım bu Almanların onları fare olarak görmesinden ötürü idi. Fakat Almanlar da kedi (ya da domuz, çizimi ikisine de benzettim) olarak tasvir edilmiş. İkisi arasında bir ilişki olduğu kesin. Bu soykırım, baş kahramanın bütün hayatına yansıyor. Her ne kadar "hayatta kalabilmiş" olsa da durum pek öyle değil. Gördüğü zulümler neticesinde bir ekmek kırıntısının bile değerini asla küçümsemiyor, parası olsa bile harcamamak için direniyor. Kimse onu bunun için eleştiremez. Kitaptaki en vurucu nokta bence şuydu: başrolün siyahi bir otostopçuyu arabalarına aldıklarında, otostopçunun bir şeyler çalacağından şüphelenek sürekli kontrol etmesiydi. Sırf yahudi kimliğinden dolayı başına türlü türlü şeyler gelen, ölümden zar zor kurtulan birisi; başkasını kimliği ile yargılıyor. Aklım almıyor bunu. Empati kurabilmesi en yüksek kişi o iken gidip adamı ten rengi ile yargılıyor. Ayrıca kitabın başında Artie'nin arkadaşlarının onu beklememesi üzerine Artie'nin de hayıflanmasi ile babası tarafından söylenen: "Onları bir hafta boyunca aç, susuz bir odada kapa da işte o zaman bak bakalım, arkadaş neymiş!" cümlesi arkadaşlık kavramını epey sorgulatıyor...
Maus
MausArt Spiegelman · İletişim Yayınevi · 2019688 okunma
·
540 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.