Gönderi

440 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Kıskanarak okudum Akıl Çağı’nı. Türk olmasını isteyeceğim yazarların ilk başlarında gelir Sartre. Çevirisi bile bu denli çarpıcı bir sonuç yaratıyorsa kendi dilinde yazılsaydı bu kitabın etkisi ne derece daha büyük olurdu merak ediyorum. Sartre kesinlikle Fransa’nın Dostoyevski’sidir. Kitaba gelecek olursak; insanlığın, daha doğru ifade edecek olursak bilinç sahibi ölümlü bir canlı olmanın beraberinde getirdiği kazanım ve kaybedişleri öyle güzel ortaya koymuş ki Sartre, başarısına şapka çıkarmamak mümkün değil. İnsanın altında ezildiği sorumluluklardan özgür irade yoluyla kaçabilmenin mümkün olup olmadığını, insanın varoluş amacını ve gerçekte özgür irade olup olamayacağını felsefe öğretmeni Mathie’nün aslında çok da çalkantılı olmayan sade hayatıyla gözler önüne sermiş. Mümkün olup olmadığını spoiler vermemek adına paylaşmıyorum ama insan bilinci ne kadar tabiata aykırı da olsa, insan biyolojisi tabiata dibine kadar dahildir, belirtmek isterim. Kitabın sonunda benliğimde oluşan belli belirsiz iç daralması Sartre’nin hemşerisi ve belki de ustası Victor Hugo’nun meşhur sözünü hatırlamamla bir nebze azaldı: Yaşamın yanlış hedefi olan mutluluğa yönelirken, gerçek hedef olan sorumluluk nasıl da unutulur.
Akıl Çağı
Akıl ÇağıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 20192,177 okunma
·
2.756 görüntüleme
Bwlio