Büyük bir dükkândı ve raflar tıka basa doluydu. Kitapçı gibi değil de bir kitap kurdunun odası gibiydi. Edebiyat, tarih, sosyal bilimler ne ararsan vardı. Dükkân sahibi ile konuşmaya başladım. Adam uzunca babayiğit biriydi. Gözünde yakın gözlüğü elinde bir şeylerle uğraşıyor. Hem işini yapıyor hem laf veriyor. “Bu dükkânı genişleteceğim. Üst kat evimdir, oradan buraya biraz daha katkı yapacağım,” diyor. Öyle söyleyince ben coştum. “Bir kitapsever bulduk, haydi hayırlısı,” dedim. Gezmeye devam ettim. Dükkân sakindi. Kimsenin kitapçıya gönül düşürdüğü yoktu. Ben de tenhalığı ganimet bilip sordum. “Üstadım siz neler okursunuz acaba?” Ben zannediyorum ki bu açılış sorusuyla bir kitap sohbetinin içine düşeceğiz. Heyecanla cevabını beklerken adam kestirip attı. “Ben kitap okumam,” dedi. Nasıl şaşırdım anlatamam..