Gönderi

Osmanlı'da geleneksel olarak medrese ile mektep ehli, ilmiye ile kalemiye arasında meşrep bakımından bir mesafe vardı; ancak tekke, bilhassa Mevlevî tekkesi, ikisini birleştiren köprü işlevi görüyordu. Ancak II.Mahmud devrinden itibaren yeni müesseselerden, Batılı çevrelerden yeni kültürler, kıyafetlerle yetişen alafranga, Frankafon bürokrat, mülkiye ile klasik ulemâ arasındaki yabancılaşma arttı.
Sayfa 512
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.