Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsan, geçmişinde parçalar bırakarak ilerler. İnsan, geçmişindeki insanlardan parçalar edinir. Yaşam, derinliğine göre değişen şekillerde çevredeki insanlarla yapılan 'parça alışverişi'dir. Bunun miktarını, birlikte geçen süre değil bu birlikteliğin derinliği ve etkileşimin şiddeti belirler. Bize eklenen parçaların çoğu zamanla solar, önemsizleşir ve işlevsiz bir kalıntı olarak varlığını sürdürür. Pek az bir kısmı ise insanın bilincine karışır, varlığının bütünlüğüne eklenir. Esasen dışarıdan gelen, kişiye yabancı o parçanın sınırı ile benliğinin sınırı belirsizleşir ve yok olur. Parça, artık varlığa karışmıştır. İnsan varlığına karışan bu parçaların etkisi, o kişinin ömrü boyunca sürer. 'Ben' dediğin şeyde, yıllar öncesinde bıraktığın, artık etkileşmediğini zannettiğin birisinin bir davranışı, bir kavrayışı, bir tanımı ya da mimiği bir anda kafasını uzatır. Bir başkasının benliğinde, hemen hemen her insan kısa ömürlüdür. Etkileşim çoğu kez, ancak gündelik temas sırasında olanaklıdır. O insanla artık iletişim kesildiğinde, parça değişiminden sende artakalanlar solmaya başlar ve sonunda etkisizleşir. Hayatımızdaki birçok insanın üzerimizdeki etkisi, bizle etkileşimde bulundukları süre ile sınırlıdır. Ancak çok çok az sayıda insan için bu etki, etkileşim ve parça de­ğişimi bittikten sonra da sürer. Çünkü etkileşimin derinliği, benliğimize kadar inmiştir ve ondan kopup bize eklenen parçalar benliğe karışmıştır. Yıllar sonra, her gün onlarca kez kullandığımız bir ünlemin kaynağının aslında o olduğunu hayretle fark ederiz. On yıl sonra arkadaşlar arası bir sohbette, onun yıllar önce yaptığı bir espriyi yaparız. Aynaya onun gibi bakarız. Bir olay karşısında gösterdiğimiz şaşkınlığımızın aslında ondan ödünç alındığını anlarız. Bu davranışları o kadar kanıksamışızdır ki, bunlar o kadar bize aitmiş gibi gelir ki, bir başkasından alınma olduğunu fark etmek bize garip gelir. Bu insanlar benliğimizin çekirdeğinde bir "spor" gibi varlığını sürdürür; uygun koşullarda çözünür ve varlığımıza dağılırlar. Varlığının kökenini kendisine sorun eden insanlar için varlığında kazı yapmak ve buldukları üzerinde düşünmek çok önemlidir. Bunu yaparken buluntulara katlanmak, kolay bir iş değildir. Oradaki buluntulara bakmak, varlığının müzesine tahammül etmek çoğu kez zordur. Bu bazen, seni oluşturan organlara, kafatasının altına, bağırsaklarının içine bakmak gibidir. Bu etkileşimleri, varlığımızdaki bu eklentileri biz seçmeyiz, onlar öylece "olur". Böyle insanları, bir daha hiç görmesek bile daima yanımızda, içimizde taşırız. Okuduğumuz klasik kitaplar gibidir o insanlar; kendilerini hissettirmeden içimizde varlıklarını sürdürürler.
Sayfa 27 - Var Olma Notları, 70, İnsan parçalarıKitabı okudu
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.