Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Dünya Descartes'ta, Berkeley'de ve Kant'da olduğu gibi Schopenhauer'de de zihnimiz ile var olur. Kitabın genel altyapısı, Hegel'e yergi, Kant'a övgüdür. Fizikçiler ise bu kadar açıklığa kavuşturulmuş bir dünyada hala başka açıklamaları filozofların yaptığı gibi metafizik ile aramayı saçma bulur ve metafiziği küçümser. Fakat bu nesnel felsefe yapmanın tek yanlılığı ve bilen özneyi araştırma konusu yapması er ya da geç kendini dışa vuracaktır. Schopenhauer işte bu kitapta, insan zihnini iki parçada inceler, ilki öznel açıdan, ikincisi nesnel açıdan. Öznel kısımda metafizik ile zihnin ve bununla beraber zamanın felsefesini yapar. Bölümleri kısaca özet geçeyim. Öznel kısım zaman kavramı üzerinden başlıyor. Schopenhauer kitap genelinde yaptığı gibi bu konuda da Kant'a başvurur. Kant'ın keşfi olan zamanın idealliği mekaniğe ait olan atalet kanunudur. Saf zaman fiziki bir değişiklik meydana getiremez. Zaman fiziki değildir, transandantal olarak idealdir, kökeni şeylerde değil bilen öznenin kendisindedir. Zaman sonsuzluğun tam zıttıdır. Zamana bölünmüş bir sonsuzluk diyebiliriz, yani eğer sonsuzluk olmasaydı zaman da olmazdı. Bu Spinoza'da, Skolastiklerde, Platinos'da, Kant'ta ve Platon'da da bulunur. Zaten zaman bütün dünya manzarasının asıl temelini oluşturur. Eğer böyleyse hepimiz aynı rüyayı görmekteyiz ve haddizatında o rüyayı gören de tek bir varlıktır. Zaman bütün tasavvurlarımızın koparılamaz bir parçasıdır, zihnimizde her şeyi biri diğerinden sonra gelecek şekilde canlandırmaktan kendimizi alamayız. O halde zaman zihin dışının temelidir. Schopenhauer bunun üstüne mekana geçer. Mekan zihnimizin kendisine aittir ve bütünleyici bir cüzüdür. Çünkü onu asla yok edemeyiz, sadece onu boşaltabiliriz. O bizim bütün tasavvurlarımızın gerçek temeli ve ilk şartıdır. Zaman ve mekanı tanımlayan Schopenhauer irade kavramına da değinir. İrade kendi başına var olan, müstakil bir şey değildir. O kendini bilme imkanına sahip değildir. Kendinde şey sadece iradedir bilgi ve onun gücü, dolayısıyla zihin de iradenin tezahürüne aittir. Sonrasında ise Schopenhauer benim favorim olan filozofun ve bilginin niteliğine değindiği noktaya geliyoruz. Schopenhauer için filozofun araştırması gereken konu tabiattır. Bu araştırmayı mutlaka bozulmaya uğramış olan kitaplardan değil, tabiatın kendisine bakarak yapması lazım gelir. Kitaplar filozofa yalnızca yardımcı olacaktır. Düşünceler biz onları istediğimiz sırada gelmezler, onlar istediklerinde gelirler. Geldiklerinde yazıya dökülmeleri en doğrusudur. Yoksa unutulur. Fakat zaten kitaplarda yazan şeyleri yazmak onları unutmaya terk etmektir. Düşüncelerimiz en iyi yürürken ya da ayaktayken bize gelir, pek nadir de otururken. Her boş vakitte kitap okumak yerine zihnimizi sakin ve dingin hale getirmeliyiz. Aynı şekilde Schopenhauer için bilgi güçtür önermesi kısmen yanlıştır. Bilgiye sahip olmak sizi güçlü yapmaz, bilgi kırıntısına sahip olmadan da güç elde edebilirsiniz. İlk bölümün son önermesi ise şudur: Eğer insan olarak metafizik ötesini kavrayabilsek bu bizi kudretsiz hale getirmez miydi? Hortlak görmüş bir hale dönmez miydik? Biz tabiatın ebedi ve aski ilkesiyiz, yani o bizimle var. İkinci yani nesnel kısım biraz daha kısa ve dönemi için doğru olsa da günümüzde bazı yanlışları olan kısımdır. Çünkü eser neredeyse 200 yıl önce yazılmıştır ve o dönem zihne ve beynr dair şeylerin yeni yeni öğrenildiği dönemdir. Kant öncesi filozoflar zihni ruh ile açıklamaya çalıştılar. Schopenhauer için zihin organizmadan yani iradeden kaynaklanır ve o olmazsa hiçbir şey olmazdı. İrade olmasaydı o meşgul olacak malzeme ve mevzu bulamazdı çünkü bilinebilir her şey iradenin nesnelleşmesinden ibarettir. Deha doğa tarafından har vurup harman savurulmamıştır. Çünkü bu sınırlı bir yetenektir ve normal insan dehaya ihtiyaç duymaz. Zihin tabiatın yardımı ile tabiattaki her şeyi kavrayabilir ama tabiatın kendisini dolaysız olarak anlayamaz. Zayıf kollar için ağır yükü kaldırmakta nasıl zorlanırsa, zayıf kafalar için de düşünmek öyledir. Bu yüzyılda aklımızı güçlü tutmak oldukça önemlidir. Okuduğum en iyi ön sözlerden birine sahip kitap. Çevirmen çok sağlam bir iş çıkarmış. Onun fikirlerini özetleyecek olursak, o Schopenhauer'den iki yüzyıl sonra kitabı çevirmiş olsa da söylediklerinin ve söylemek istediklerinin günümüz için de oldukça gerekli olduğunu düşünür. Diyalog usulüyle yazdığı bu 40 sayfada ülkemiz ve dünyamız için akıl sağlığı konusunda çok sağlam argümanlar getiriyor. Kitap oldukça kıymetli, fakat Schopenhauer'in fikirlerinin üstüne daha fazlası konması gerekiyordu, kondu da zaten. Schopenhauer kadar önemli bir ismi okumaya devam edeceğim. 8/10
Akıl Sağlığı
Akıl SağlığıArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 2015232 okunma
·
344 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.