Gönderi

Böyle sessizce gideceğim. Kafesteki kanarya bilecek yalnızca. Bir tek o biliyor zaten. Olup biteni... Hep böyle yalnızdım ben. Bu yüzden saçlarım hep böyle dağınık. Geceleri şiirle sustururdum. Karalama kağıtlarında, koca bir hayat yaşadım. Hep böyle umutsuz değildim. Bir çocuk bile emzirdiğim oldu bir düşte. Bir salıncak bile kurdum kiraz ağacına. Sana gelecektim. Balkonları, şehirleri aşıp. Saçlarımı taramıştım üstelik. Çiçekli bir elbise almıştım. Gücümü yitirdim. Gelemedim. Bir odaya kapattım tüm şehirleri. Tüm yolları... Dört duvara yüzünü çizdim. Dört kez vurdu saat. Dört kez kalkmayı denedim. Gelemedim. Bir gül istedim annemden. Sadece bir gül. Gül ki kıblemdi benim. Bir o görsün gözümden akanları, O okusun istedim. Kül oldu. Yine kaldım burada. Gelemedim. Perdeyi araladım az evvel. Beni çağıracak bir şey aradım. Güneşsiz, rüzgâr giyinmiş bir şehir. Kovalamış tüm kuşları. Kapadım. Ağladım. Böyle olmaz biliyorum. Vapurlara binmeli insan. Martıları sevmeli. Bir çay içmeli kulenin dibinde. Ben işte kaybettim fırtınalı bir denizde. Bulamadım kendimi. Bulmak da istemedim. Korkmadım. Yüzündeki çizgileri unutmaktan. Bir ayna astım başucuma. Sırrında seni izledim her sabah. Seçil Oğuz
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.