Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Güncel ve düncel: Fıkıh dilinde pek sık rastgeldiğimiz "avret" ismini alıp doğrudan kadınlara mâletmişiz. Bu isimden hareketle "Araplar kadınlara kusur gözüyle bakıyor." diyen akl-ı evvellere ihtar: Bu kelimeyi ilk defa sizin dedeleriniz sizin ninelerinize hitap ederken kullandılar. Yani en erken 14. yüzyıl Türkçe eserlerinde var böyle bir kullanım. Onun için Araplarla falan alakası yok. Bizim meselemiz tamamen. Arapçada kelimenin "kusur" manası olduğu doğrudur, ama Arap dilinde "avrat"ın "kadın"la eşleştirilmesi diye bir vakıa da yoktur ki. Bizde niye var peki, Türkler kadını eksik, kusurlu gördükleri için mi bunu layık görmüşlerdir? Öyle değil. Türkçede "avret", "kusur"un karşılığında kullanılmış bir sözcük değil. Avret, başta da söylediğimiz gibi fıkıh dilinde insan vücudunda örtülmesi gerekli bölgeleri ifade eder. Erkek avreti malumdur; Hanefî mezhebi hükümlerine göre el ve yüz hariç "kadın vücudu" avrettir, yani örtülmesi emredilmiştir. Yani kadın neredeyse yekvücut avrettir. Hadis-i şerif ise "النساء عورة" diyor, yani "kadın avrettir" diyor. Hal böyleyken şu bizim Türkler Hazret-i Risalet-meab Efendimizin (s.a) şerefli sözlerinden hisse çıkararak kadınlarını böyle isimlendirmiş olabilirler mi? Olabilirler. Yahut ta baştan beri sımsıkı sarıldıkları İmam-ı Azam mezhebinin hükümleri onları bu tesmiyeye zorlamış olabilir mi? Olabilir. Nihayet kadının "avrat"lığı şu bizim Türklerin şeriat gayretinin eseridir, başka şey değil. Öyleyse "avrat"lık, kadının ulaşması gereken bir mertebe oluyor. Her kadına "avrat" sözü abestir. Nerede kaldı böyle isimlendirilmeyi hak edemeyenlerin bir aşağılanmışlık hissine kapılmaları. Mânâsı idrâk edildiğinde bu isimlendirme en fazla yükseltir, aşağılamaz.
··
809 görüntüleme
zülfikar okurunun profil resmi
Ebussuud Efendi'nin tekfirleri yeni aklıma geldi. Yazıya eklese miydim. Sual ediliyor hazrete: filanca işi yapan, filanca sözü söyleyen adamın hükmü nedir? El-cevab: Avreti bâindir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.