sessiz Rudi'nin kıyısında
gizemli bir bitkinin kokusu olsaydım da
yolun oraya düştüğünde
dudaklarımla dokunsaydım sana baştan ayağa
deli gönlün ezgilerini keşke
ney gibi okuyabilseydim sana
kapının önünden geçseydim
rüzgârın sallantılı tahtırevanı uykuda
bahar güneşi gibi seher vakti
cam vursaydım keşke
ve gözlerinin rengini görseydim
kımıldanan ipek tüllerin ardında
senin parıltılı meclisinde keşke
şarap kadehinin gülüşü olsaydım
acı dolu gece yarılarında
kendimden geçip rahatça uyusaydım
senin suretinden, gülüşünden
parlak bir aynaya dönseydi keşke gönlüm sabahları bedenimde dolansaydı
sıcak, okşayan ellerin
güz yaprağı gibi dans edişimi keşke
ay izleseydi gece yarısı
senin evinin bahçesinde
coşkumdan ortalık yıkılsaydı
hatırası iç açan bir kadın gibi
tereddütle gönlüne aksaydım
ve ansızın güzelliğime dalıp kalmış
gözlerinle karşılaşsaydım
yalnız yatağında senin keşke
günah mumu gibi yansaydı bedenim
bu tatlı günahkârlıkla kökten tutuşsaydı
senin dindarlığın ve benim hasretim
hayatın yemyeşil dalından keşke
kederli çiçeğimi derseydin
keşke şiirimde, ey ömrümün mayası
sırlarımın alevini görseydin
#arzu
#furuğferruhzad