Yalnızız, Peyami Safa'nın okuduğum üçüncü kitabı. İçlerinde en çok beğendiğim ise Peyami Safa'nın ustalık eseri olan bu kitap oldu.
Kitapta eski Türkçe kelimeler fazla ama bu kesinlikle akıcılığını bozmuyor. Birkaç kelimeyi bilmeseniz dahi cümleyi anlıyorsunuz. Betimlemeler o kadar güzeldi ki ortamı, olayları sanki oradaymış gibi hissettim. Çoğu zaman kitap okumuyorum da film izliyorum hissine kapıldım.
Peyami Safa romanda yaptığı mükemmel ruh tahlilleri ile karakterleri bize iyi, kötü tüm yönleriyle tanıtıyor. İnsanın iki benliği olduğunu, iyi olan birincisinin ikincisini yenmesi gerektiğini Meral karakteri üzerinden anlatıyor. Samim' in gözlemleri sonucu yaptığı çıkarımları, Sherlock Holmes izler gibi hayretle izledim. İzledim diyorum çünkü yazarın betimleme ve ruh tahlillerinin güzelliğiyle, karakter gözümün önündeydi. Samim, Simeranya adında ütopik bir dünya tasarlıyor ve bu dünyada her şey kişinin kendi ruh dünyasında kendini bulmasına yönelik. Bu dünyadaki olayları Simeranya'da çok farklı yöntemlerle çözüme ulaştırıyor. Simeranya aslında Samim'in kalabalık dünyasındaki yalnızlıktan, kendi içine çekildiği bir dünya.
Peyami Safa, romanda kişinin kalabalıklar içindeki yalnızlığını anlatıyor. Ve kitabın sonlarına doğru bu yalnızlıktan kurtulmanın reçetesini veriyor.
Bu kitabı eğer okumadıysanız vakit kaybetmeden okumanızı tavsiye ederim kitapseverler. Birkaç alıntı ekleyip incelememi bitireyim:
"Büyük kalabalıkların ortasında insan denilen sosyal mahluk, kendi kendinin iç dünyasının mahbusu halinde şifasız bir yalnızlığa mahkûm."
"Ey bahtsız! Tarihinin hiç bir devrinde kendine bu kadar yabancı, bu kadar hayran ve düşman olmadın."
Keyifli okumalar.
Peyami Safa
Uzun zamandır bu kitabı okuyan birini görmüyorum bir hatırlatma olsun, sevdiğim kitaplardandır da kendisi 😍☺️📚