Gün ışığı hücreme girmediğine göre, geceleyin ne yapılabilir? Aklıma bir düşünce geldi. Ayağa kalktım, lambamı hücrenin dört duvarında gezdirdim. Yazılarla, resimlerle, garip biçimlerle, birbirine karışan yarı silik yarı okunaklı adlarla doluydu bu duvarlar. En azından her mahkum iz bırakmak istemiş olmalıydı buralara. Kurşunkalemle, tebeşirle, kömürle yazılmış siyah, beyaz, gri harfler ; taşlarla kazınmış derin kertikler ; oraya buraya saçılmış, insanın kanla yazılmış olduğunu sanacağı paslı işaretler, simgeler...