Gönderi

Daha sonra da Ömer bin Hattab ile koşarak Sakife’ye giderek Gadir-i Hum’da ettiği biati bozdu ve hilafet makamına oturdu mu? Zira Taberî’de böyle geçiyor.
şeyma

şeyma

@fikirofkesi
·
3yıl
Hz. Ebu Bekir kendisine Hz. Peygamber'in vefat haberi ulaşır ulaşmaz hemen kızı Hz. Aişe'nin evine geldi. Resulullah'ın yüzüne örtülen perdeyi kaldırarak "Anam babam sana feda olsun. Hayatında da ölümünde de güzelsin" dedi.
Sayfa 131 - gözyasım pıtKitabı okudu
·
309 görüntüleme
şeyma okurunun profil resmi
aşağılık bir şii ile tartışmaya giremem, ağla ünal. umarım bir an önce kökünüz kurur.
1 önceki yanıtı göster
Ünal Babur okurunun profil resmi
Hakikatin kökü kurur mu? Kökü kuruyanları tarih yazmış. Kökü kuruyacak olan Nâsibiliktir ancak. Allah ıslah eylesin inşallah.
1 sonraki yanıtı göster
Resul okurunun profil resmi
Hakikat tektir. O da islam. Doğru yol nedir hadisi serifte geçtiği gibi benim ve ashabımın yoluna tabi olanların yolu. Gadir-i Rum olayında mevla kelimesini imamete nefsî olarak tevil etmeniz çok acı birşey çünkü mevla kelimesinin imamlık dışında bir çok manasi var. Ama şunlar size sorulur? 1- Hz. EbuBekir (r.a.)'dan daha layıksa ona biat etmezdi Hz. Ali (r.a.) neden hakkını istemedi? 2- Eğer siz o hadisi delil getiriyorsanız bizim halifelerimize ilk olarak Hz. Peygamber(s.a.v) vefatına yakın halifeliği Hz. EbuBekir (r.a.) hazırlansın diye mescidinde imamligini ona devretmiştir. Eger Hz. Ali (r.a.)'a devredecek olsaydı neden onu geçirmedi? 2- Hz. Peygamber(s.a.v) vefatına yakin yine kagit kalem istediğinde eger Hz. Ali(r.a.)'ı yazacaktı dersen eğer bende derim ki Hz. Peygamber'in (s.a.v.) kalbini mi yarıp mı baktın ki Hz. Ali(r.a.) imamete daha layıktır diyorsun belki Hz. EbuBekir (r.a.)'ı yazacaktı. 3-Hz. Peygamber (s.a.v) ile bizim ilk üç halifemiz uhud dağındayken orada ey uhud senin üzerinde bir sıddık ki kendisi Hz. EbuBekir (r.a.) ve iki şehid vardır derken de Hz. Ömer(r.a.) ve Hz. Osman (r.a) vardır ki kendileri de şehit olmuştur. Sizin delillerinizi çürütecek bir sürü delil varda neyse bu kadardan nasibi olana yeter. Olmayan da zırvalasın.
Ünal Babur okurunun profil resmi
Sen şimdi kendince yargı dağıtıyorsun değil mi? Merak etme bu sorular çok basit sorular, yıllardır tekrarlanan şeyler zaten. Şimdi Ashablardan hangisi doğru? Hepsi mi doğru? Muaviye ile İmam Ali arasında doğru hangisidir? Doğru tektir. Bu bahsettiğin hadisin mantığı bile yok. Şia ashab düşmanı değil sadece ashabın sapanları da var doğru yolda olanları da var der. 1- Halife Ebu Bekir döneminde İslâm iç ve dış tehlikelerle yüz yüze kaldığı için İmam Ali maslahata uygun davranmıştır. Tıpkı İmam Hasan’ın toplum hazır olmadığı için Muaviye’ye şartlı olarak biat etmesi gibi. 2- Bu bahsettiğin kırtas olayında şuna dikkat etmek gerekir: Kuran’da bahsettiği gibi Peygamberimizin sözü Allah’ın sözüdür kendi heva ve hevesinden konuşmaz, ayrıca Ahzab/36: “Allah ve Peygamber'i bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına artık işlerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. Allah'a ve Peygamber'e baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur.” Bunları dikkate aldığımızda kağıda yazılacak isim isterse dünyanın bir ucundaki tanınmayan biri olsun Ebu Bekir veya İmam Ali olsun önemli değil, o kağıdın yazılmasına haşa peygamberimizin aklı yerinde değil diyerek engel olunmuş ve Allah’ın sözüne Kurana karşı gelinmiştir. 3- Eğer övgüye layık olmaksa Halifelik makamının sahibi olabilmek için gerekli olan, o halde İmam Ali’den daha çok övgüye layık olan kim var? Kuran’da Allah buyuruyor: "Doğrusu Allah, ancak siz Ehl-i Beyt'ten pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister." Bunun üstüne övgü mü olur? İnşallah nasibini almışındır, Zırvalamaman için. Vesselam.
3 sonraki yanıtı göster
Ünal Babur okurunun profil resmi
Büyük ihtimalle inkar ederseniz çünkü diğer paylaşımlarınızdan anladığım kadarıyla Şia düşmanlığınız var, ancak yine de belki okursunuz diye senetleriyle beraber şöyle bırakayım ben. caferilik.com/imam-ali-a-s-hi...
Ælvin okurunun profil resmi
Ünal kardeşim, eğer bir ehli-sünnet ailede doğulmuş olsaydık ve eğitimimiz (okuduğumuz kitaplar, kaynaklar) o yönde olsaydı şuan biz de bizimle aynı düşüncede olmayanları yanlış yolda düşünüyor olur -kim ister uzunca bir yolu yanlış yürümüş olmayı- ve kendimizce haklı olurduk... Birisi sizi yanlış biliyorsa sizin verdiğiniz kaynakları okuması için, araştırması için önce önyargıyı bir kenara brakmalı ve sözlerin yaldızlısına değil mantıklısına uymalı, o zaman onlarca delile ihtiyaç kalmaz bile (bir işaret yeter misali), aksi zaman kaybı ve bir-birimizin kalbini kırmayla sonuçlanır...
Ünal Babur okurunun profil resmi
Çok haklısınız hocam. Aidiyet duygusu kırılmadan tartışmak, maalesef fayda sağlamak yerine kalp kırmanın ötesine geçmiyor…
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.