Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Yakın bir tarihte (22 Kasım 2019) internetteki ünlü feminist sayfalardan birinde, çok da meşhur olmayan Ayça Damgacı adındaki bir oyuncuyla yapılan bir mülakat yayınlandı. Damgacı'nın açıklamaları toplumsal cinsiyet eşitliği projesinin herkes tarafından görülemeyen veya söylenemeyen bazı sapmalarına işaret ettiği için önemlidir. Damgacı; biyolojik cinsiyete inanmadığını söyledikten sonra lafı toplumsal cinsiyete getirip “erkeklik ve kadınlığın doğuştan geldiğine” inanmadığını, her ikisinin de tamamen toplumsal normlara göre şekillendiğini iddia ettiği konuşmasında, insanların aslında muhalif kadın kimliğinden hoşlanmadığını, buna mukabil toplumsal cinsiyet projesinde “erkek” kimliğine yer olmamasının kendisini sevindirdiğini söyledi.” Kadınların kendi aralarında veya erkeklerin kendi aralarında bile eşitlik-aynılık söz konusu olmadığı herkes tarafından bilinen bir şey olduğu halde feministlerin toplumsal cinsiyet eşitliği ile oluşturmak istedikleri kategorinin iyice anlaşılması gerekmektedir. Yoksa bütün dünyada uygulatılmaya çalışılan toplumsal cinsiyet eşitliği projesinin bilhassa İslâmi kesimde anlaşıldığı gibi sadece kadınların toplumsal statülerine dair çalışmalarla sınırlı olduğu gibi bir sonuç çıkarmak Damgacı'nın açıklamalarında da görüldüğü gibi gerçeğe uygun değildir.” 144Çünkü geçmişteki feminist/kadıncılık çalışmalarından farklı olarak günümüz toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bir toplum oluşturmak isteyen feministlerin/kadıncıların hedeflediği kitle artık kadınlar değil “erkeklerdir.” Şöyle ki feminist/kadıncı söylem şimdi erkeklerden geleneksel (veya fıtri) erkeklik kimliklerini gözden geçirmelerini, yeni davranış biçimleri geliştirmelerini ve kadınlarla olan ilişkilerini yeniden şekillendirmelerini istemektedir. 145 Buna karşılık toplumsal cinsiyetçiler kadınlık ve erkeklik konusunda çerçeve tanımlara karşı durduklarını iddia ederlerken kadınlara “toplumun sana ne olman gerektiğini söylemesine izin verme, sen ne olmak istiyorsan o olabilirsin” der. 146 Bu anlayış günümüz feminist teorisyeni Judith Butler'ın 1990 yılında Cinsiyet Belası'nı yazmasıyla, toplumsal cinsiyet çalışmalarının “gucer” teori adı verilen, lezbiyen, gey, biseksüel, travesti gibi isimlerle anılan cinsel sapkınlıklara feministler eliyle olumlu bir anlam kazandırma gayretlerine dönüştü.”147 Ancak bu defa LGBT harfleriyle bir araya getirilen “trans” kimlikli erkeklerin tanımında anlaşma sağlanamadı. İşte tam burada toplumsal cinsiyet eşitliği projesi ne erkeklik ve ne de kadınlık tanımına girmeyen Oucer feminizmi ya da trans feminizmi diye adlandırılan kesimin kendini korumaya aldığı şemsiye oldu. 148 Nitekim bu sapkınlıkları normal gösterme ve olumlu davranışlarla eşitleme çalışmalarına bir örnek olarak 8 Mart Kadınlar Günü yürüyüşlerinde; trans, gucer, transseksüellerin de katılması ve bunlara kimsenin erkek olduğunu söyleyememesi delil gösterilebilir. Çünkü gucer teoriye göre herkes kendini nasıl tanımlıyorsa öyledir ve kimse bunu sorgulama hakkına sahip değildir. Artık feministliğin bunu kabul etmesi ve bütün insanların bu yeni duruma alışması gerekmektedir. Kadın feministlerin de bu erkekleri “kadın” olarak görmeleri gerekmektedir.'” 149 *** 142 Evrim Kepenek, “Ayça Damgacı: Biyolojik Cinsiyete İnanmıyorum”, Bianet, 22.11.2019, (çevrimiçi), itte : ol.ne e * siye Osl w. işi - 2 1:4 -v eee İzoğrele'i - çinsiyete-inanmiyorum erişim: 25.11.2019. Damgacı gibi kişilerin açıklamaları toplumda çok da tesirli olmayabilir fakat bu siyaset diliyle söylenirse durum farklılaşmaktadır. Buna örnek olarak, 2010 yılında Alman dergisi Spiege/, Egemen Bağış'a “eşcinselliği bir hastalık olarak görmediğini söyletmeyi başarmıştır. Bkz. Bağış: “Eşcinsellik hastalık değildir”, FRANKFURT Milliyet, 15.03.2010, (çevrimiçi) Lİ TE VW GE TR .. "e. v vs 'nli-h ri - degildir-1211380 erişim: 25.11.2019. Diğer taraftan bu haber, Batı dünyasının bu gibi sapıklıkları, Müslümanlar için baskı aracı haline getirdiklerinin de bir şahididir. 43 Karakuş-Akkaya, “8 Mart Amargi Feminizm Tartışmaları 4”, s. 83. 144 Mustafa Öztürk, Cahiliyeden İslamiyete Kadın, Ankara Okulu, 2012, 8. 158-159. 145 Sayer, Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Erkeklerin Katılımı, 8. 22. .u". ma ta mu 06.1. T Ama
·
247 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.