Melisa Kesmez, hayatın içinden ve bizi bizden iyi anlayan bir yazar olarak güzel hislerle girdi hayatıma.
Dili çok sade ve akıcı.
Ben bu tarz yazarlarda üslup ile birlikte yazılanların hissini okuyucuya ne derece geçirildiğini arıyorum ve bekliyorum biraz.
Melisa Kesmez’de de bu tadı alabildim.
10 tane öyküden oluşan bir öykü kitabı.
Ama nasıl öyküler onlar öyle?
Hele ki ilk öykü, defalarca okumalık.
Ağlamalık, anlamalık, anlaşılmalık.
Öyküden öyküye insanı farklı hislere sürükleyen, hayatın tam içine nokta atışı atmayı başarmış, bizi kalbimizin orta yerinden vurup ordan oraya savurup sürükleyen güzel hayatlara yolculuk yaptırıyor.
Kırılmış kalpler, kapanmamış yaralar, kabuk bağlamış yaralar, tam kabuk bağlamışken tekrar kanayan yaralar var bu öykülerde.
Aşktan, arkadaşlıktan, aileden nasibini kah almış kah alamamış nice insan var.
Hepsinin yüreklerinin soğukluğu ama bazen sıcaklığını taa içimizde hissettiğimiz duygular var.
En az bir cümle sizi, size anlatacak bu kitapta.
Bu ben miyim/biz miyiz? diyeceksiniz.
Hayattan kopmadan, hissederek, beni bana anlatsın biraz da dinlendirsin diyeceğiniz bir kitap arıyorsanız işte o bu kitap.