İnanlıların cinlerle dolu olmasında başka “Ruhla dolu olan
inanlılara ne demeli?” diye soranlar vardır. Buradaki çıkarım
şudur: Eğer biri Kutsal Ruh’la “dolu” ise başka bir şey giremez.
Sanırım burada “Ruhla dolu olma”yla demek istenende bir
anlayış eksikliği söz konusudur. Bir bardak alıp onu ağzına kadar
doldurursam, içine başka bir şey giremez. Örneğin, suyu içerek
bardağı boşaltırsam o zaman içine herhangi bir şey girebilir.
Birçokları “Ruhla dolu olmayı” zihinlerinde böyle canlandırır.
Başka bir örnek vereyim: Rüzgarın yönüne göre giden bir
yelkenli tekne düşünün. Burada yelkeni rüzgarla dolan bir tekne,
suyla dolu bardak örneğinden daha dinamiktir. Yelken rüzgar
içermez; rüzgarın üstünde hareket eder. Kutsal Ruh’la dolmuş
olanların bile bazen yaşamlarının belirli bir kısmının cin
tarafından etkilendiğine inanıyorum. Daha önce Kutsal Ruh’la
dolan ama sonra cine tutulan insanların Kutsal Yazılar’da örnekleri
vardır. Tanrı’nın Ruhu güçlü bir biçimde üzerine indi ve Saul
onlarla birlikte peygamberlikte bulunmaya başladı. Buna rağmen
daha sonra kötü bir ruhun Saul’u rahatsız ettiğini ve sadece
Davut’un lir çalarak onu rahatlattığını görürüz.