Doğaya, yeşil alanlara erişimin ruh sağlığımız için ne kadar önemli olduğunu yaşadığımız
COVID-19 salgınıyla daha çok hissetmeye başladık. Giderek kentleşen bir dünyada doğaya
erişimimizin azaldığı gerçeğiyle de karşı karşıya kaldık. Birçok araştırma doğada ve yeşil
alanlarda bulunmanın sağlık üzerindeki yararlı etkilerine, stresi azalttığına ve iyileşmeyi teşvik ettiğine işaret ediyor. Özlem Ak, “Doğanın İyileştirici Gücü, Yeşil Reçete” başlıklı
yazısında insan ve doğa ilişkisine, “ekoterapi” konusuna ve doğaya ne kadar ihtiyacımız
olduğuna değinerek haftada sadece birkaç saati doğada ya da yeşil alanlarda geçirmenin
“akıl hastalıkları salgını” da yaşadığımız bu günler için çok önemli bir “yeşil reçete” olduğunu bizlere hatırlatıyor.
Tuncay Baydemir bu ayki yazısında yeni üretim teknolojileri ve malzemeler kullanılarak
geliştirilen protezlerin ve ortezlerin daha ulaşılabilir olduğundan bahsediyor. Esra Coşkun
Alp, 2020 Nobel Ekonomi Ödülü’nü alan açık artırma teorisi konusunu ele alıyor. Mahir
Ocak ise doğru bilinen bazı yanlışları ve bilimsel yanılgıları özetliyor.
“Eski Mısır Kraliçelerinin Güzellik Rejiminden Bilim İnsanlarının Ellerine: Aloe Vera”,
“Yerli ve Millî Uzay Radyasyonu Dedektörü Göreve Hazır!” ve “NASA Yarışmasında Van
Gölü Fotoğrafı Birinci Seçildi” başlıklı yazıları da zevkle okuyoruz.